İki yıl aradan sonra Tahran’daki Zirve’de bir araya gelen Türkiye, Rusya ve İran; ‘ABD’nin Suriye’de PKK’ya verdiği desteği sona erdirerek bu ülkeden çekilmesi’ başta olmak üzere, son derece önemli bir dizi karar aldılar.
ABD’nin ve kaderlerini ABD ile birleştirmiş olanların bu önemli gelişme karşısında sessiz kalması beklenemezdi.
Nitekim, Zirvenin ertesi günü Zaho’da sivilleri hedef alan saldırı ve sonrasında, bir merkezden düğmeye basılmışçasına Türkiye ve İran’ı hedef alan bir saldırı kampanyasının başlatılması, Zaho’daki patlamanın gerçek sorumlularının kim olduğunu gösteriyor.
Bağdat başta olmak üzere Arap nüfusun yaşadığı şehirlerde yapılan gösterilerin, İran’a mesafeli ve “Batı ile iş tutma” yanlısı olan Şii gruplar tarafından gerçekleştirilmesi de bir başka önemli kanıttır.
Türkiye’de son iki gündür, Zaho’daki patlamayla eş zamanlı olarak gazete ve televizyonlarda yayınlanan, İran aleyhtarı ve bölgede Şii yayılmacılığından bahseden yazı ve konuşmaların ortalığı kaplaması da, aynı merkezin Tahran Zirvesi’ne verdiği tepkinin bir başka boyutudur.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Zaho’daki patlama ile Türk Ordusu’nun bir ilgisinin olmadığını açıkladı. Ayrıca Irak Hükümeti’ne ortak bir komisyon kurarak araştırma yapmayı ve sorumluları bulmayı teklif etti. Doğru olanı yaptı.
ABD ve işbirlikçilerinin çırpınışları beyhudedir. Zaho’daki sivilleri hedef alan patlama ve bölge ülkelerini birbirine düşürmeyi amaçlayan provokasyonlar amacına ulaşamayacaktır. Tahran’da bir araya gelerek ortak hareket etme kararlılıklarını daha güçlü bir şekilde ifade eden Türkiye, Rusya ve İran; ilerleyen süreçte Suriye başta olmak üzere diğer bölge ülkelerini de sürece katarak Batı Asya’ya yönelik emperyalist müdahaleyi kesinlikle sona erdireceklerdir.