I. TARİHİ YOL AYRIMI
1. Kendini Dayatan Çözüm
İnsanlık, ancak büyük kamusal projelerle alt edeceği sorunlarla karşı karşıyadır.
Başında ABD ve AB’nin olduğu Kapitalist-Emperyalist dünyanın Neo-Liberal Piyasa
Sistemi, sorunları çözmek bir yana tam tersine nedenidir. Artık dünyanın en ücra köşesinde yaşayan insanların bile kaçınamadığı salgınlar, küresel ısınmanın sonucu olan felaketler, çölleşme; her türlü çevre kirliliği, gelir dağılımında sürdürülemez boyutlara varan bozulma, insanların onurlu ve refah içinde yaşama olanaklarının yok edilmesi, emperyalizmin etnik ve dinsel parçalama siyasetinin yol açtığı çatışmalar, yoksulluğun, terörün ve savaşların sonucu olan kitlesel göçler; ABD emperyalizminin dünya hegemonyasını sürdürme uğruna kışkırttığı çatışmalar ve yıkımlar, hepsinden önemlisi insanın kendisine yabancılaşmasının tarihin hiçbir döneminde olmadığı ölçüde derinleşmesi, insanın yıkıma uğraması…
Bütün bu sorunlar ancak devrimlerle çözülebilir.
2. Amaç: İnsanlığın Büyük Uyum Dünyası
Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin amacı, işçi sınıfı önderliğinde bütün milli sınıfların
iktidarını gerçekleştirerek Kemalist Devrimi tamamlamak ve Cumhuriyet Devrimimizin “Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve devrimcilik” ilkelerini tam olarak hayata geçirmek ve Mustafa Kemal Atatürk’ün deyişiyle “arasız devrimlerle” insanlığın sınıfsız, sömürüsüz büyük uyum dünyasını gerçekleştirmektir.
3. Eylem Kılavuzu: Bilimsel Sosyalizm
Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin mücadelesine, insanlığın toplumsal eylem ve düşünce mirasından beslenen Bilimsel Sosyalist teori yol gösterir. Hareket noktamız Türkiye’nin gerçekleridir.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başarılan Türk Devrimi’nin eşsiz mirasına özel önem verir. Milletimizin emperyalizme karşı büyük mücadelesi, Cumhuriyet Devrimimiz ve işçi sınıfımızın yüzyılı aşan mücadele birikimi, en büyük esin kaynağımızdır.
Parti, iki yüzyılı aşkın bir zamandır yaşanan demokratik devrimler ile dünyanın dört bir yanında Bilimsel Sosyalist teorinin yol göstericiliğinde verilen mücadelelerin tecrübelerinden beslenir, çıkarılan dersleri özümler ve bütün bu teorik birikimi Türkiye’nin gerçeklerine uygular.
4. İdeolojik Bağımsızlık
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, üyelerini ideolojik ve örgütsel bağımsızlık ruhuyla
eğitir. Kendi yolunu kendi çizer. Teorisini, programını ve siyasetlerini kendisi oluşturur. Başka bir ülke ve başka bir parti tarafından yönetilmeyi kesinlikle reddeder. Dünyanın diğer ülkelerinin emekçi partileriyle ve demokratik, barışsever örgütleriyle ilişkilerinde bağımsızlık, eşitlik, karşılıklı saygı, içişlerine karışmama ilkelerini titizlikle uygular.
5. Halk İktidarı ve Sosyalizm
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, halk iktidarının kuruluşu ve Sosyalizm yolunda yürüme sürecinde, emekçi halkı seferber ederek, sömürünün, baskının ve yabancılaşmanın temelini oluşturan bütün üretim ve bölüşüm ilişkileri ile sınıfların ortadan kaldırılmasına; işçi ile köylü, şehir ile köy, kol emeği ile kafa emeği arasındaki farkların adım adım yok edilmesine, sınıflı toplumların ürünü olan ideoloji ve kültürü eleştirerek, geleceğin büyük uyum dünyasının insanının yaratılması mücadelesine önderlik eder.
En büyük üretici ve değiştirici güç, emekçi halkın kendisidir. Sosyalist Cumhuriyet
Partisi’nin sınıfsız toplum hedefine yürümede güveneceği biricik güç emekçi halkımızdır.
Dünyada emperyalist-kapitalist sistem devam ettiği ve dolaysıyla sınıflar olduğu
müddetçe sınıf mücadelesi devam eder. Sosyalizm aşamasında sınıflar hala var olduğu için sınıf mücadelesi de kaçınılmaz olarak sürecektir. Bu mücadele iki sınıf, iki yol, iki çizgi arasındaki mücadeledir. İktidarın emekçi sınıfların elinde olması bu mücadeleyi, diğer sınıflı toplumlardaki mücadelelerden daha farklı kılar. Mücadelenin sağlıklı bir şekilde sınıfsız toplum hedefine ulaştırılması, bu mücadelenin İşçi sınıfı ile Burjuvazi, Bilimsel Sosyalizm ile Revizyonizm, Sosyalizm ile Kapitalizm arasındaki mücadele olduğunun bilince çıkarılması ile mümkündür.
Üretim araçlarının halkın mülkiyetine dönüştürülmesinin esas olarak
tamamlanmasından sonra da, sınıflar, sınıf çelişkileri ve sınıf mücadeleleri ortadan kalkmaz; Kapitalizme geri dönüş tehlikesi hala vardır. Bu tehlike devlet ve parti içinde varlığını hala sürdüren kapitalist yolculardan gelir.
Devrim, yalnız emekçi halka çaresizlik ve acı veren bu sömürü ve baskı düzeninin son
bulması için değil, emekçilerin kendilerinin de değişmesi ve geleceği kuracak ileri insan birikiminin oluşması için de gereklidir.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, emekçilerin siyasal, kültürel ve manevi yönlerden
alabildiğine gelişerek toplumumuzun her alanda ilerlemesine önderlik edecek öncüler haline gelmeleri ve böylece emekçi halkın bütün kitlesiyle seçkinleşmesi ve sonuç olarak öncü ile kitle arasındaki farkın kalkması için çalışır.
6. Başka Ülkelerin Sosyalizm Pratiklerinden Öğrenmek ve Kendi Yolumuzda Onları Aşmak
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, geçen yüzyıllarda dünyamızı daha ileri götüren
Demokratik ve Sosyalist devrimlerin, ulusal kurtuluş savaşlarının, insanlığın özgürlüğe, refaha ve barışa ilerleyişine yaptıkları büyük katkıları savunur. Ama Türkiye Devriminin, başka ülkelerin devrimlerinin taklit edilmesiyle başarılamayacağı bilinciyle hareket eder. Parti, uluslararası alandaki deneyimlerden ve teorik yeniliklerden yararlanır.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, bu anlayışla Sosyalizm deneyimlerini, olumlu olumsuz
yönleriyle ele alır. Türkiye’de Sosyalizmin kuruluşu, bütün bu deneyimleri aşma ruhuyla gerçekleştirilecektir.
7. Milli Devrimci Seçenek
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, kapitalizmin insanı ve doğayı yıkıma uğratan, ülkeler
arasında barışı ve dayanışmayı ortadan kaldıran, toplum içinde sürekli çatışmayı körükleyen bir avuç kapitalistin çıkarlarının zorunlu kıldığı üretim ve tüketim hummasının eleştirisine büyük önem verir. Kapitalizmin insanlığı ve dünyayı getirdiği büyük yıkım koşullarında bu eleştiri büyük önem kazanmıştır. Kapitalizmin karşısına; üretimde, tüketimde, bölüşümde ve kaynak dağılımında, emekçi halkın refahını, her türlü sömürüden ve yabancılaşmadan kurtularak özgürce gelişmesini ve barışı gözeten bir emekçi seçeneğiyle çıkar.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, toplumsal ilişkileriyle, insan doğa ilişkisiyle, felsefesi, ahlakı, refah ve mutluluk ölçüleriyle, kapitalizme gerçek anlamda alternatif bir program geliştirir.
8. En Geniş Güçlerle Birleşmek
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, her somut durumda Türkiye Devriminin baş düşmanı
olan güce karşı birleşilebilecek en geniş güçlerle birleşme kararlılığı ile hareket eder. Aynı şekilde devrimin düşmanı olan güçler arasındaki çelişmelerden de sonuna kadar yararlanır.
9. Halk İçindeki Çelişmeleri Barışçı Yöntemlerle Çözmek
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, siyasal mücadelede işçi sınıfının bağımsızlığını ve
öncülük görevlerini yerine getirmesi için gereken özeni gösterir. Bununla birlikte, diğer halk güçlerine ve örgütlerine karşı kıskanç davranmaz, onlarla kısır rekabete girmez, enerjisini emekçi halkın düşmanlarına karşı mücadeleye yoğunlaştırır.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, her somut durumda, kendi çıkarlarına göre değil; işçi sınıfının, bütün halkın ve ülkenin çıkarlarına göre düşünmeyi ve davranmayı ilke edinir.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, gerek muhalefette gerekse iktidarda, halk içindeki çelişmeler ile uzlaşmaz çelişmeleri dikkatle ayırır. Halk içindeki çelişmelerin ve sosyalistler arasındaki çelişmelerin şiddet yöntemiyle çözülmesine karşı daima kararlı bir ideolojik mücadele yürütür. Sorunların özgür ve zengin tartışmalarla çözülmesine çalışır. Halk içinde şiddete başvurulmasına kesinlikle izin vermez.
II. SOSYALİST CUMHURİYET PARTİSİ’NİN İKTİDARINDA DEVLET YAPILANMASI
10. Milli Devrimci İktidar
Türkiye gelişmekte olan bir dünya ülkesidir ve emperyalist kapitalist dünya sistemi
içinde ezilmekte ve sömürülmektedir. Bağrında Ortaçağ kalıntıları barındırmaktadır. İçinde bulunduğumuz aşamada üretici güçlerin özgürce gelişmesini engelleyen, halkın refah ve mutluluğunun karşısına dikilen güçler, emperyalizm, işbirlikçi burjuvazi ve feodal kalıntılardır.
Milli devrimci iktidar, “Tam Bağımsız Türkiye”yi gerçekleştirir, emperyalizme her türlü bağımlılık ilişkisine son verir. Ortaçağ kalıntısı bütün ilişki ve kurumları köyden, şehirden ve toplumun her alanından temizler. Cumhuriyet Devrimimizin yarım kalan Aydınlanmasını tamamlar. Bağımsız ve demokratik bir toplumun kurulması, emekçilerin refaha kavuşması böylece gerçekleştirilir.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi; Sultanlığın ve Halifeliğin kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması; şeyhliğin, ağalığın, reisliğin yasal planda kaldırılması, Latin harflerinin kabulü; laiklik ve dilde demokratikleşme gibi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verdiğimiz Milli Kurtuluş Savaşı’mızın ve Cumhuriyet Devrimi’mizin bağımsızlık, devrim ve aydınlanma yönündeki bütün kazanımlarının bugün artık yeniden hayata geçirilmesi gerektiği bilinciyle hareket eder. Günün görevi bütün bu kazanımların emekçi halk lehine daha da geliştirilmesidir. Milli Demokratik Devrimi başarmanın ve Sosyalizme ilerlemenin şartı, bu tarihsel birikime dayanmaktır.
11. İktidar Halk Meclislerine
Halk iktidarı, merkezde ve bütün yönetim kademelerinde; halk meclisleri ve halk
yönetimleri aracılığıyla gerçekleştirilir. Bugün Türkiye’ye kabul ettirilmeye çalışılan Başkanlık Sistemi, Türkiye’nin 150 yıllık demokratik devrim mücadelesinin kazanımlarına karşıdır. Türkiye’nin ihtiyacı, en küçük birimden ülke geneline kadar Güçlendirilmiş Meclis Sistemi’dir.
Milli devrimci iktidar, yönetimi; köy ve mahallelerden başlayarak Başkent’e kadar, halk meclisleri ve halk yönetimleri sisteminin bel kemiğini oluşturduğu üniter yapı içinde birleştirecektir.
Emekçilerin yönetime doğrudan katılmasının kurum ve mekanizmaları geliştirilecektir.
12. İşyeri Meclisleri ve Komiteleri
Üretim ve hizmet birimlerinde, bütün işçi ve çalışanların katılımıyla İşyeri
Meclisleri kurulur. İşçi ve memur sendikaları, işyeri meclislerinin ve işyeri komitelerinin oluşturulmasında aktif rol üstlenecektir.
İşyeri Komitesi, İşyeri Meclisi’nin yürütme organıdır.
Emekçiler, işyerinin yönetimine İşyeri Meclisi ve Komitesi aracılığıyla katılır.
Özel sektöre ait işyerlerinde de çalışanlar, sendikaları aracılığıyla işverenle karşılıklı anlayış ve işbirliği temelinde yönetime katılırlar.
13. Köy Meclisleri ve Köylü Kurulları
Köylerde, o köyde oturan 18 yaşını bitirmiş tarım işçilerinin ve köylülerin bütününden
oluşan Köy Meclisleri kurulacaktır.
Köy Meclisi, doğrudan demokrasinin mekanizma ve kurumlarını gerçekleştirir ve geliştirir.
Bugünkü “Köy İhtiyar Heyeti”nin yerini alacak olan Köylü Kurulu, köy muhtarının başkanlığında çalışır, Köy Meclisinin yürütme organıdır ve Köy Meclisi’nce seçilir.
Köylü Kurulu, Köy Meclisi’ne sorumludur ve onun denetimi altındadır. Köy Meclisi, köylülerin beşte birinin imzalı çağrısı ile olağanüstü toplanabilir.
Toprak reformu ve toprak dağıtımı ile kooperatifleşme çalışmalarını Köylü Kurulları yürütür.
14. Mahalle Meclisleri ve Kurulları
Mahalle Meclisi, doğrudan demokrasinin mekanizma ve kurumlarını gerçekleştirir ve
geliştirir. 18 yaşını bitirmiş olan her mahalleli, Mahalle Meclisinin doğal üyesidir.
Mahalle Kurulu, Mahalle Meclisi’nin yürütme organıdır ve Mahalle Meclisi’nce seçilir.
Mahalle Kurulu, Mahalle Meclisi’ne sorumludur ve onun denetimi altındadır. Mahalle halkının beşte birinin imzalı çağrısı ile Mahalle Meclisi olağanüstü toplanabilir.
15. İl ve İlçe halk Meclisleri
İl ve İlçelerin halk meclisleri, emekçi iktidarının o il ve ilçedeki yerel organıdır.
Seçimle gelen üyeler dışında, o il ve ilçede bulunan işçi sendikaları, kamu çalışanları
sendikaları ve meslek kuruluşlarının birer temsilcisi, Halk Meclisi’ne üye olarak katılır. Ancak bunların sayısı Meclis üye sayısının yüzde 10’unu geçemez.
16. İl ve İlçelerin Halk Yönetimleri
İl ve ilçelerin halk yönetimleri, emekçi iktidarının o il ve ilçelerdeki yerel yürütme
organıdır.
İl ve ilçelerin halk yönetimleri, halk meclislerince seçilir.
İl ve ilçelerin halk yönetimleri yerel halk meclisine sorumludur ve onun tarafından denetlenir.
Yerel halk yönetimleri, bir üst düzeydeki halk yönetimine bağlıdır.
İl ve ilçe yöneticilerinin aylıkları, en yüksek işçi ücretini geçemez.
İl ve ilçe yöneticileri her seçim döneminin başında ve sonunda mal beyanında bulunur.
17. Yerel Halk Meclislerinin Görevleri
Mahalle, köy, ilçe ve il halk meclisleri, yerel yönetim işlerinin yürütülmesine ilişkin
gerekli düzenlemeleri yapar; ülke ekonomisi ile yerel ekonominin uyum içinde gelişmesi için yerel planı, yerel bütçeyi görüşür ve kabul eder; yerel halk yönetimini seçer veya gerekli gördüğünde görevden alır.
Her düzeyde halk meclislerinin aldığı kararlara, yurttaşların bir üst kurula itiraz hakkı vardır.
18. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Görevleri
Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülke çapındaki emekçi iktidarının organıdır.
Dış politika, ulusal savunma, adalet ve dış ticaret yanında ülke düzlemindeki güvenlik, ekonomi, maliye, enerji dağıtım, eğitim, sağlık, ulaştırma, haberleşme ile çevrenin ve kaynakların korunması alanında yasama ve yürütme işleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve Halk Hükümeti’nin yetkisindedir.
Bütün yasalar TBMM’de kabul edilir ve bütün ülkede uygulanır.
19. Halk Meclisleri Seçimleri
Bütün kademelerde halk meclisleri, eşit, genel, doğrudan, çok seçenekli ve özgür
seçimlerle belirlenir. Seçimlerde gizli oy-açık sayım ilkesi uygulanır.
18 yaşını bitirmiş bütün yurttaşlar seçme ve seçilme hakkına sahiptir.
Yurttaşların bireyler ve topluluklar olarak veya partiler kurarak tek başlarına veya liste halinde aday olma ve aday gösterme hakları güvence altındadır.
Halk Meclisleri seçimleri bütün düzlemlerde dört yılda bir yapılır.
Mahalle ve köylerde seçmenlerin beşte birinin, il ve ilçelerde yirmide birinin imzalı önerisi ve çoğunluğun oyuyla halk, temsilcinin görevine son verebilir.
20. Halk Temsilcileri
Her kademedeki halk temsilcileri, meclis faaliyetleri için gerekli zaman dışında kendi
işlerindeki çalışmalarını sürdürürler. Halk temsilcilerine, meclislerdeki görevleri dolaysıyla ayıca ücret ödenmez.
21. Halk Meclisleri toplantıları
Halk Meclisleri toplantıları halka açık olarak yapılır ve televizyonlardan yayınlanır.
22. Devlet Başkanı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Devlet Başkanıdır.
Devlet başkanlığı ve Parti başkanlığı görevleri aynı kişide birleşemez.
23. Cumhurbaşkanlığı Sistemi
Cumhurbaşkanlığı sistemi, Türkiye’nin 150 yıldan bu yana yürüttüğü bağımsızlık ve
demokrasi mücadelesinin kazanımlarından vazgeçmek anlamına gelmektedir. Türkiye’mizin ihtiyaçlarına uygun değildir. Çözüm, Güçlendirilmiş Meclis Sistemi’dir.
24. Halk Hükümeti
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başkanı’nı ve bakanları, Türkiye Büyük Millet
Meclisi seçer.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sorumludur ve
onun denetimi altındadır.
25. Güvenlik
Güvenlik kuruluşları, ulusal düzlemde Türkiye Büyük Milet Meclisi’nin denetlediği Cumhuriyet hükümetinin emrindedir.
26. Kişiyi yüceltme yasağı
Hayatta bulundukları sürece hiçbir devlet görevlisinin heykeli dikilemez; kamu
kurumlarında resmi asılamaz; kentlere, kasabalara, köylere ve kurumlara ismi verilemez.
27. Sade, Açık ve Etkin Yönetim
Milli Devrimci Parti, basit ve sade bir yönetim gerçekleştirecektir. Yasalar
azaltılacak ve basitleştirilecektir. Yönetim etkin kılınacak, başka deyişle iş ve hizmet üretecektir.
Yönetimlerin ve kamu kuruluşlarının hesapları, halkın inceleme ve denetimine açıktır. Halk yönetimleri, mali raporlarını internet ortamında düzenli olarak halkın bilgisine sunacaklardır. Raporlar ayrıca televizyon ve gazeteler aracılığıyla düzenli olarak duyurulacaktır. Kamu çalışanları göreve gelirken ve görevden ayrılırken mal bildiriminde bulunurlar.
Halka hizmet eden ve yolsuzluklara olanak tanımayan bir yönetimin gerçekleştirilmesi için yerel ve doğrudan denetim mekanizmaları geliştirilir.
Yönetimde halka zorluk çıkaran formaliteler kaldırılacak, hizmetten yararlanmak kolaylaştırılacaktır. Yönetimin, yurttaşın ayağına hizmet götürmesi yöntemleri geliştirilecektir.
III. BAĞIMSIZLIK VE EMPERYALİZME KARŞI DAYANIŞMA
28. Emperyalist Sistemden Kopmak
Milli devrimci iktidar, emperyalizmin Türkiye üzerindeki her türlü baskı sömürü ve denetimine son verecek, ülkemizi kapitalist dünya sisteminin bir parçası olmaktan kurtaracaktır. Böylece ulusal ekonomi, emperyalizmin gelişmekte olan ülkelere dayattığı işbölümü, değişim ve bölüşüm ilişkileri ile üretim, tüketim ve teknoloji kalıplarından bağımsız gelişme olanaklarına kavuşturulacaktır.
Milli devrimci iktidar, gelişmekte olan dünyanın ve özellikle Batı Asya ülkelerinin, emperyalist ülkelerin ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri saldırısına karşı koyabilmek, borçlardan kurtulmak, hammadde ve enerji kaynaklarını korumak, uluslararası ticarette eşitsiz değişime son vermek, ekonomik ve siyasi birlikler kurmak ve kültürel bağları geliştirmek için yürüttükleri mücadeleye ve bu amaçla kurulan örgütlere aktif olarak destekte bulunur ve katılır.
29. NATO’ya ve Yabancı Üslere Hayır!
Milli devrimci iktidar, NATO’dan çıkacak, topraklarımız üzerinde yabancı üs ve asker
bulunmasına izin vermeyecek, bütün emperyalist askeri anlaşmalardan ayrılacaktır.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, Atatürk’ün Bölge Merkezli Dış Politika anlayışı ile çelişen, tutarlıktan yoksun, büyük devletleri birbirine karşı kullanabileceğini zanneden gerçek hayattan kopuk yaklaşımları reddeder. Türkiye emperyalist projelerde roller üstlenemez. Tam bağımsızlık temelinde Batı Asya ülkeleri başta olmak üzere tüm dünya ülkeleri ile eşitlik ve karşılıklı yarar temelinde ilişkiler geliştirir.
30. Avrupa Birliği’ne Hayır
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, Türkiye’nin geleceğine bugünden ambargo koyan
Avrupa Birliği’ne katılma programını reddeder. Milli devrimci iktidar, Avrupa dahil herhangi bir kapitalist bütünleşme içinde yer almayacaktır.
31. Batı Asya Birliği
Dünyamız Bölgesel Birlikler Çağı’ndadır. Sosyalist Cumhuriyet Partisi, bu gerçekliğe uygun olarak ilk elde ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi bakımlardan ortak yönlere sahip olduğumuz İran, Irak, Suriye, Lübnan, Azerbaycan ve KKTC başta olmak üzere aynı kaderi paylaşan Batı Asya ülkeleriyle güvenlik, ekonomi, kültür alanlarından başlayarak ve giderek siyasal boyutlar kazanacak birlik gerçekleştirmek için çalışır.
12 bin yıldan bu yana insanlığın tarih içindeki yürüyüşünde hep en önde olmuş Batı Asya, kendi bölgesel birliğinin gerçekleşmesi ile tarihi öncülük misyonunu yeniden üstlenecektir.
Batı Asya Birliği, tüm Avrasya ülkeleri arasında daha yakın bir işbirliği gerçekleştirmede önemli bir basamak olacaktır.
32. Yurt Savunması
Askerlik geneldir. Yurt savunması, kadınlar dahil her yurttaşın görevidir.
Bedelli askerlik uygulamasına son verilecektir. Ordu’da emir komuta birliği sağlanacaktır.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, bağımsızlığın ve demokrasinin güvencesini, yurt savunmasına halkın katılmasında ve öz kaynaklarımıza dayanmada görür. Sivil savunma kurumları geliştirilecektir.
Bugün özel sektörün elinde bulunan savunma sanayii tesisleri kamulaştırılacak ve ordunun denetimine verilecektir. Askeri hastaneler, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yeniden hizmete başlayacaktır.
Kapatılan askeri okullar, liseler dahil; yeniden açılacaktır.
Askeri yargı kurumları, ihtisas mahkemeleri olarak yeniden oluşturulacaktır.
Ordu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin emrindedir, milletin hizmetindedir. Üretimde ve doğal afetlere karşı mücadele dahil, ihtiyaç duyulan her yerde görevini yapacaktır.
33. Mavi Vatanı Savunmak
Milli devrimci iktidar, Türkiye’mizin Mavi Vatan’daki çıkarlarını her koşulda koruyacaktır. ABD ve AB tarafından dayatılan, Anadolu’nun açık denizlerle irtibatını kesen Sevilla haritasını reddediyoruz. KKTC’nin bağımsız varlığı için TSK güvencesi sürdürülecektir. Montrö Sözleşmesiyle 1936 yılından bu yana Karadeniz’de sağlanmış olan güvenlik devam ettirilecektir.
Kanal İstanbul projesine, bir yandan Montrö Antlaşmasını hükümsüz kılacak sonuçlarıyla Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehlikeye atacağı, diğer yanıyla ekolojik dengeyi altüst edeceği ve Marmara Denizindeki doğal dengeyi bozacağı için karşıyız.
34. Mülteci Sorunu
AKP iktidarının geçmiş yıllarda BOP eşbaşkanlığının ve bugün de devam ettirilen ihvancı dış politikasının sonucu olarak milyonlarca mülteci ülkemize gelmiş durumdadır. Mülteciler bir yandan ekonomimize ağır yük getirmekte, kötü çalışma koşullarının yaygınlaştırılmasına neden olmakta, öte yandan ucuz işgücü olarak işçi ücretlerinin düşürülmesine yol açmakta ve ayrıca iç barışı tehdit eden potansiyel bir tehlike haline gelmektedirler.
Mülteci sorununun çözümü; Mustafa Kemal Atatürk’ün Bölge Merkezli Dış
Politikasını, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” anlayışını esas alarak kararlılıkla uygulamaya bağlıdır.
Milli devrimci iktidar bu amaçla öncelikle Suriye devleti ile birlikte hareket ederek ve
bütün komşularımızın aktif katılımını gerçekleştirerek mültecilerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönmelerini sağlayacaktır.
35. Enternasyonalizm
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, üyelerini ve bütün milleti yurtseverlik ruhu ve aynı
zamanda Dünyalı bilinciyle eğitir.
Parti, dünya halklarının ve gelişmekte olan milletlerin emperyalizme, sömürgeciliğe, ırkçılığa, hegemonyacılığa ve her türden gericiliğe karşı mücadelelerini ve bütün ülkelerin işçilerinin dünya kapitalist sistemine karşı sosyalizm uğruna mücadelelerini destekler.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, Sosyalizm adına müdahale, işgal, yayılma ve dünya hakimiyeti için rekabet eylemlerine karşı kesin tavır alır. Devrim ihraç ve ithal edilemez. Demokratik halk iktidarı, farklı sistemlere sahip ülkelerle bağımsızlığa, egemenliğe ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı, saldırmazlık, içişlerine karışmama, eşitlik, karşılıklı yarar ve barış içinde bir arada yaşama ilkelerine dayanan ilişkiler geliştirir.
36. Barış
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, emperyalist ülkelerin hegemonya mücadelesinden
kaynaklanan savaş politikalarına karşı çıkar; Dünyanın barıştan yana bütün ülkeleri ve halkları ile birlikte sürekli ve kalıcı bir barış için mücadele eder. Yeryüzünün nükleer silahlardan arındırılması için aktif çaba gösterir. Nükleer teknolojinin ve gen teknolojisinin insan sağlığı ve doğanın korunması amacıyla denetim altına alınmasını savunur.
IV. ÖRGÜTLÜ VE ÖZGÜR HALK
37. Köy Statüsünün Korunması
Bütünşehir yasasının; köyleri, köy olmaktan çıkarıp belediyeye bağlı mahalle
yapan ilgili düzenlemesi iptal edilecektir. Köy kurullarının, köy sınırları içindeki mera, hazine arazisi ve köyün diğer ortak malları üzerinde söz sahibi kurul olması sağlanacaktır.
38. Köylüye Toprak ve Özgürlük
Demokratik halk iktidarı, toprak ağalığını, aşiret reisliğini, beyliği, şeyhliği, tefeciliği
ve bu Ortaçağ kalıntılarının herhangi bir belgeye veya görgü ve göreneğe dayanan her türlü örgüt ve organlarını kaldırarak, Cumhuriyet programını kağıt üzerinde kalmaktan kurtaracak, hayata geçirecektir.
“Toprak işleyenin su kullananın” ilkesini temel alan bir Toprak Devrimi gerçekleştirilecektir. Toprak Devrimi’nin amacı; topraksız ve az topraklı köylüye toprak sağlamak, böylece emekçiyi özgürleştirmek, verimi yükseltmek, tarımı geliştirmek, doğayı korumak, erozyonla toprak kaybını önlemek, genel olarak Cumhuriyet’le bağdaşmayan Ortaçağ kalıntısı kurum ve ilişkileri tasfiye etmektir.
Herhangi bir hüküm ve belgeyle veya örf ve adetle aşiretlerin şahsiyetlerine veya onlara dayanılarak reis, bey, ağa ve şeyhlere ait olarak tanınmış, kayıtlı kayıtsız bütün taşınmazlar ve hazine toprakları; yasa gereği topraksız ve az topraklı köylülere, göçebelere bedelsiz olarak dağıtılacak ve tapuya bağlanacaktır.
Angarya, ortakçılık, yarıcılık gibi yollardan yapılan yarı feodal sömürü ve bağımlılıklara son verilecektir.
Yoksul ve orta halli köylüler tefeci borçlarından kurtarılacak, senetler imha edilecek, ipotekler kaldırılacaktır. Banka borçları, faizler silinerek köylülerin lehine yeniden yapılandırılacaktır.
Toprak Devrimi yasası, değişik tarım bölgelerinde dağıtılacak toprağın büyüklüğünü saptayacaktır. Bu büyüklük, köylünün ve ailesinin geçimini sağlayacak miktarın altında olamaz.
Zengin köylülerin toprakları, dağıtım kapsamı dışında tutulacaktır.
Tarım işçilerinin sosyal güvenlik, sendika ve bütün demokratik hakları gerçekleştirilecektir.
Toprak devrimini ve toprak dağıtımını tarım işçileriyle yoksul köylülerin önderlik ettiği köylü kurulları yürütecektir.
39. Köy Kooperatifleri
Milli devrimci iktidar bizzat köylülerin seferber olduğu geniş bir kooperatif
hareketini teşvik eder, bütün olanaklarıyla destekler ve denetler. Toprakların ıslahı, erozyonun önlenmesi, yeni tarım alanlarının açılması, dağların ve bozkırların uygun meyve ağaçlarıyla donatılması, teraslama, sulama kanalları ve göletlerin yapılması, yenilenebilir enerji yatırımlarıyla köyün enerji ihtiyacının karşılanması, hayvancılığın ıslahı, balıkçılığın modernleştirilmesi, ormanların ve doğanın korunması gibi verimi artıracak ve tarımı geliştirecek önlemlerin elbirliğiyle ve imece yöntemleriyle geliştirilmesi için özellikle üretim kooperatiflerine gerekli makine, araç, traktör, tarım ilacı, gübre, yem, tohumluk ve kredi
sağlayarak yoksul ve orta halli köylüleri destekleyecektir. Köylüler kooperatiflerin yararını görüp gönüllü olarak katılacaklardır. Bu yönde zora başvurulamaz. Köy sınırları içindeki göller, sular ve meralar köylünün ortak malıdır. Bu doğal kaynakların korunması, geliştirilmesi ve halkın yararına sunulması, köy, ilçe ve il meclislerince düzenlenir ve yönetilir.
İhtiyarlık, sakatlık ve hastalık nedeniyle toprağını işleyemeyen köylülerin, dul ve yetimlerin geçimleri, bakımları sağlanacaktır.
40. Köy-Kentler
Milli devrimci iktidar, köylere eğitim, sağlık, spor ve kültür hizmetlerinin etkin ve
verimli şekilde götürülmesi, köylerle kentler arasındaki farkın en aza indirilmesi ve giderek kaldırılması amacıyla, birbirine yakın köy yerleşimlerini birleştirme politikası izler. İleri teknoloji kullanımı ile toplulaştırılmış köylerde üretim verimliliğinin arttırılması için çalışır.
41. Tohumda Milli Politika
Tohum Yasası tümüyle değiştirilerek, yabancı ülkelere bağımlılık sona erdirilecektir.
Ülkemizin iklim ve toprak şartlarına uygun sağlıklı ve verimli yerli tohum üretimi devlet eliyle gerçekleştirilecektir.
42. Su Sorunu
Türkiye artık “su fakiri” ülkeler arasındadır. Küresel ısınmanın sonucu olarak içme suyu kaynakları ve yeraltı suları bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de azalıyor. Akarsularımız, yeraltı sularımız, göllerimiz ve denizlerimiz kirleniyor.
Türkiye’de gerek kanalizasyon sularının arıtılmasının yetersiz olması gerekse endüstriyel işletmelerin büyük çoğunluğunda arıtma tesisinin bulunmayışı kirliliğin esas nedenidir.
Milli devrimci iktidar, su sorununu bir milli politika olarak ele alacak ve en üst düzeyde kurumlaşarak çözmek için bütün olanakları seferber edecektir.
Su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması, tarım başta olmak üzere tüm sektörlerin geleceği açısından hayati önemdedir. Sosyalist Cumhuriyet Partisi, su sorununu, devletin etkin müdahalesi ile çözecektir. En küçüğünden başlayarak bütün yerleşim yerlerinin kanalizasyon sistemlerinde arıtma tesisi kurulacaktır. Bütün sanayi tesislerinde arıtma tesisinin bulunması zorunlu olacaktır.
Gelişen teknolojik olanaklar kullanılarak deniz suyunun arıtılması yoluyla ülkenin temiz su kaynakları çoğaltılacak, yağmur sularının göletler ve yer altı su depolarında toplanarak ihtiyaç olan yerlerde kullanımı için gerekli yatırımlar yapılacaktır. Damlama ve su tasarrufu sağlayan diğer modern yöntemlerin, bütün tarım alanlarında kullanılması sağlanarak su israfı önlenecektir.
Su hakkı, temel bir insan hakkıdır. Su kaynakları bütün milletindir, özelleştirilemez.
43. Kürt Sorunu
Kürt sorunu, bugün emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesinin bir parçası haline gelmiştir. ABD emperyalizmi, Irak ve Suriye’de kurduğu askeri üsleriyle, her yıl PKK’ya tahsis ettiği 100 milyonlarca dolar parasıyla ve maaşını ödediği PKK militanlarıyla, Irak’taki üslerinden Suriye’ye taşıdığı binlerce TIR dolusu silahıyla “Kürt sorunu”nun doğrudan tarafıdır. Onun için günümüzde Kürt sorunu, başında ABD’nin olduğu emperyalist cepheye karşı mücadelenin bir parçasıdır.
Irak ve Suriye topraklarında bir ABD projesi olan “İkinci İsrail”in kurulması kabul edilemez.
Öte yandan Kürt sorunu, yıllar süren mücadelelerin ardından büyük ölçüde
çözülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısı içinde Kürt yurttaşlarımızın her düzeyde yönetime katılımı, basın yayın haklarını kullanmaları, dillerini ve kültürlerini geliştirmeleri ve diğer bütün demokratik haklarını kullanmaları yolunda büyük mesafeler alındı.
Emperyalizme ve Ortaçağ gericiliğine karşı mücadele içinde ve emperyalist müdahale bertaraf edildikten sonra da Kürt vatandaşlarımızla birlikte var olduğu düşünülen diğer sorunların da ele alınıp çözülmesi sağlanacaktır.
44. Kadın Sorunu
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, kadın ve çocuklara karşı her türlü ayrımcılık ve
şiddet ile mücadele edecek, çocuk ihmal ve istismarını önleyecek, kadın ve çocukların temel insan haklarını ve özgürlüklerini kullanmalarını sağlamak ve eşitsizliği ortadan kaldırmak amacıyla siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik politikaların geliştirilip uygulanması için mücadele edecektir.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, bugünden erkekle kadın arasındaki eşitsizliklere ve
kadın üzerindeki baskılara, dayağa ve cinsel tacize karşı Parti saflarında ve toplumun her kesiminde hayatın her alanını kapsayan bir mücadele yürütür.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, insanlığın yarısına ağır acılar çektiren ve diğer yarısının
da maddi ve manevi gelişimini köstekleyen bu tarihsel haksızlığın, Sosyalizm dönemini de kapsayan uzun ve kararlı mücadelelerle çözüleceği bilinciyle hareket eder.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, kadını ikinci sınıf sayan bütün anlayış ve uygulamaların, yazılı ve yazısız yasalardan, insanlığın bilincinden ve hayatından temizlenmesi için mücadele eder. Kadını bir meta olarak gören bugünkü ilişkilerin yerine, kadın ve erkek arasında gerçek sevgiye dayanan bir kadın-erkek ilişkisi kültürünün yerleşmesi için çalışır.
Kentlerde ve köylük alanlarda çalışan kadının hakları gerçekleştirilecek, eşit değerde işe eşit ücret uygulanacaktır. Kadınların kültürel ve siyasal hayatta yaratıcı ve önder roller üstlenmesinin önündeki engeller temizlenecek, ev işleri ve çocuk bakımı toplumsallaştırılacaktır. Bu amaçla yeterli kreş, yuva açılacaktır. Parola, kadının ev köleliğinden kurtarılmasıdır.
Kadınları, bedenlerini satmaya zorlayan ve onları büyük acıların içine iten ekonomik ve toplumsal temel ortadan kaldırılacaktır.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, toplumumuzda kadın girişiminin gelişmesini özendirir, kadın hareketiyle ortak eylemlerde bulunmaya önem verir, kadının kurtuluşuna ilişkin programını böyle bir pratik içinde ve kadınların yaratıcılığından en büyük ölçüde yararlanarak zenginleştirir.
45. Çoğulculuk
Milli devrimci iktidar, emekçi halkın en geniş kesiminin siyaset, ekonomi, kültür,
sanat, bilim ve spor alanlarında aktif çalışmalarda bulunması ve kendisini geliştirmesi için derneklerde, kooperatiflerde, sendikalarda ve her türlü halk girişiminde örgütlenmesini destekler; emekçilerin yaratıcılığının önündeki engelleri kaldırır, derinleşmeyi özendirir, toplumsal gelişme ve özgürlüğün güvencesini bilinçli halk girişiminde gören milli devrimci kültürü yayar, eski düzenin kenara ittiği yurttaşlara öncelik tanır.
Milli devrimci iktidar, emekçi örgütlerinin basın, yayın, toplanma, araştırma vb. özgürlüklerini kullanmaları için gerekli araçları sağlar. Ancak onların karar yetkilerine ve yönelişlerine karışmaz. Böylece siyasal ve kültürel alanda çok sesliliğin, özgür emekçi girişiminin ve yaratıcılığın geliştiği bir emekçi çoğulculuğu inşa eder.
46. Özgür Düşünce
Milli devrimci iktidar, herkesin düşüncesini herhangi bir araçla açıklama özgürlüğünü
güvence altına alır ve herkese düşüncesini açıklayabilmesi için olanak sağlar. Teknolojik gelişme ile birlikte yaygın olarak kullanılan dijital medya olanağı, düşünceyi açıklama aracı olarak devletin güvencesi altında olacaktır.
Hiç kimseye; devleti, var olan toplumsal düzeni eleştirdiği, yeni bir toplum düzeni istediği için ceza verilemez. Devlet, eleştireni korur, eleştiriyi özendirir.
Vatanın bütünlüğünü hedef alan propaganda ile faaliyete, emperyalist devletlerle işbirliği yapmaya ve Ortaçağ karanlığını savunmaya özgürlük olamaz.
47. Basın Özgürlüğü
Basın özgürdür, sansür edilemez. Herkes izin almaksızın basın yayın faaliyetinde
bulunma hakkına sahiptir. Devlet, yerel yönetimlere, sendikalara, çalışanların oluşturduğu örgütlere yeterli kâğıt ve basım araçlarını sağlar. Bu kurumlar aracılığıyla basın ve yayın hayatında çok sesliliği ve kültürel zenginliği özendirir.
48. Vicdan Özgürlüğü ve Laiklik
Herkes; vicdan, kanaat, dini inanç veya inanmama özgürlüğüne sahiptir. Herkes
ibadetin veya dinsel inançların tarihsel ve felsefi köklerini açıklamada özgürdür. İnsanların ibadet ihtiyaçlarını karşılayacak yerler kapatılamaz. Kimse dinsel ayin ve törenlere katılmaya, dinsel emirleri yerine getirmeye veya inanç ve kanaatini açıklamaya zorlanamaz.
Devlet, hiçbir dinin taraftarı, koruyucusu veya yardımcısı olamaz. Devlet, din ve mezheplerin dışında ve onlar karşısında tarafsızdır. Eğitim, demokratik, laik ve bilimseldir. Dinler hakkında bilgi, felsefe, tarih ve sosyoloji derslerinde verilir.
Ruhban sınıfı olamaz. Maaşlı din adamlığı kaldırılacaktır. Din adamlarına hayatlarını çalışarak kazanmaları ve topluma bir katkıda bulunmaları için, yeteneklerine göre iş bulmak devletin görevidir.
49. Bilim ve Sanat Özgürlüğü
Herkes; bilim, kültür ve sanatı; özgürce öğrenme, öğretme, açıklama, yayma ve bu
alanlarda faaliyet ve araştırmada bulunma hakkına sahiptir. Bilim ve sanat, devlet tekeline alınarak resmileştirilemez. Üniversitelerin, akademilerin, derneklerin, sendikaların, kooperatiflerin ve çalışanların her türlü örgütlenmesinin devletten özerk ve özgür olarak bilim ve sanat faaliyetlerinde bulunmaları güvence altındadır. Bilim, kültür ve sanat alanında çeşitli girişimlerin renkliliğini ve zenginliğini geliştiren, demokratik bir kültürün halk eliyle yayılması ve derinleştirilmesi desteklenir.
Devlet; demokratik kültürü, sanatı ve sporu yaymak ve kitleleri kültür ve sanat faaliyetlerine aktif olarak katmak için maddi olanakları sağlayacaktır. Hedef her mahalleye, her köye kütüphane, tiyatro, sinema, konser, sergi ve kapalı spor salonları yapmaktır.
50. Dilekçe Hakkı
Herkes, bütün kamu mercilerine tek başına ve toplu olarak dilekçe vermek hakkına
sahiptir. Dilekçelere en geç 1 ay içinde gerekçeli yanıt verilir. Tutukluların ve hükümlülerin dilekçe hakları özel önlemlerle korunur.
51. Diğer Özgürlükler
Milli devrimci iktidar; halkın toplanma, gösteri ve yürüyüş düzenleme, dernekleşme,
haberleşme, gezi ve yerleşme özgürlükleri ile can ve mal güvenliğini, konut dokunulmazlığını gerçekleştirir, gerekli olanakları sağlar ve güvence altına alır. Özel hayatın gizliliğine saygı gösterir.
52. Kişi Güvenliği
Suçluluğu konusunda ciddi kanıt bulunan kimseler hakkında ancak; kaçma, kanıtları
yok etme veya değiştirme ihtimalleri varsa tutuklama kararı verilebilir. Yakalama, ancak suçüstü durumunda veya gecikmede sakınca bulunan hallerde yapılabilir. Tutuklanan, yakalanan veya gözaltına alınanlara, yakınlarına ve avukatlarına suçlama hemen yazılı olarak bildirilir. Gözaltı süresi en çok 24 saattir.
Gözaltına alınan herkesin sorgu sırasında avukat bulundurma hakkı vardır. Avukatı olmayana avukat temin etmek devletin görevidir.
53. İşkence Yasağı ve Cezaevleri
Kimseye eziyet ve işkence yapılamaz. İnsan onuruna aykırı cezalar konamaz. İdam
cezası olmayacaktır. Cezaevlerinde insanca koşullar sağlanacaktır. Cezaevleri, suç işleyenleri emekleriyle ve kültürleriyle toplumsal gelişme ve barışa katkıda bulunan yurttaşlar haline getirecek biçimde yeniden düzenlenerek, iyileştirme evlerine dönüştürülecektir. Tutuklu ve hükümlülerin kendilerini kültürel yönden geliştirme özgürlükleri ve olanakları hiçbir biçimde kısıtlanamaz, tersine devlet, bu olanakları sağlamakla ve herkese yeteneğine göre bir iş göstermek ve ücret vermekle yükümlüdür.
İyi ve barışçı bir yurttaş olarak topluma dönmeye hazır olduğu saptanan hükümlüler, cezalarının tümünü çekmeden salıverileceklerdir.
54. Bağımsız Yargı ve Hak Arama Özgürlüğü
Herkesin hak arama özgürlüğü güvence altındadır. Devlet, hak arama yollarını
kolaylaştırır ve basitleştirir. Hak aramak parasızdır. Devlet; toplumda barışı, dostluğu ve hoşgörüyü güçlendirmek için, halk içindeki anlaşmazlıkları, halkın yerel örgütleri içinde karşılıklı anlayışla çözmeyi özendirir.
Herkesin savunma hakkı güvence altındadır. Hiçbir şekilde ve hiçbir gerekçe ile kısıtlanamaz. Devlet, savunma imkânı olmayanlara gerekli olanakları sağlamakla yükümlüdür.
Yargı bağımsızdır. Hakim atamaları ve terfileri; bütün üyeleri, hakim ve savcıların katıldığı oylamayla belirlenen Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından gerçekleştirilir. HSK, siyasi iktidarın emri altında olamaz.
Kimse yasada açıkça belirtilmeyen bir suçtan sorumlu tutulamaz ve hiç kimse yasada öngörülmeyen bir cezaya çarptırılamaz. Milli devrimci iktidar zamanında düşünceyi açıklamak suç olamaz. Demokratik faaliyetleri devlet olanaklarıyla veya yetkilerini kötüye kullanarak engelleyen kamu görevlileri cezalandırılır.
55. Direnme Hakkı
Milli devrimci iktidar, emekçilerin ve toplumun hakkını koruma bilincine sahip,
haksızlığa boyun eğmeyen karakterde yurttaşlar yetiştirir.
Milli devrimci iktidar, yönetimi altındaki herhangi bir kamu makamının uygulayabileceği haksızlık ve baskılara karşı halka, birey olarak ve birlikte direnme hakkı tanır. Direnenler korunur.
V. MİLLİ EKONOMİ
56. Temel İlkeler
Milli devrimci iktidar, sınıfsal tahakküm, sömürü ve yabancılaşmayı ortadan kaldırmak yoluyla özgürleştirdiği ülkenin emek gücünü tam kapasiteyle seferber ederek üretimi geliştirir; halkın refahını amaçlayan, emeğe göre bölüşümü esas alan, bağımsız, kendi gücüne güvenen, kesimler arasında uyumlu, bölgeler arasında dengeler gözeten, halk mülkiyetini temel alan ve itici güç olarak değerlendiren planlı ve karma bir milli ekonomi inşa eder.
57. Kamu Mülkiyeti
Milli devrimci iktidar, ülke ekonomisi açısından stratejik öneme sahip sanayi
kuruluşlarını, banka ve sigortaları kamulaştırır ve halkın ortak mülkiyetine geçirir. Böylece, emekçi halkın refahını sağlayacak büyük kamusal projeler ve hakça bölüşüm için gerekli kaynakları yaratır.
Kentlerde büyük emlak sahiplerine ve vurgunculara havadan para kazandıran rantların halkın kaynaklarına dönüştürülmesi için, büyük arazi mülkiyeti kamulaştırılır. Böylelikle sağlıklı, rahat ve uyumlu bir kent hayatı gerçekleştirilir; doğanın, kıyılarımızın, körfezlerimizin, denizlerimizin ve tarihsel değerlerimizin korunması ve halkımızın yararına sunulması için gerekli koşullar yaratılır.
Üretim araçlarında halkın ortak mülkiyetinden ve emekçi topluluklarının ortak mülkiyetinden oluşan iki tür sosyalist mülkiyet, milli ekonominin hakim mülkiyet tipi ve üretimin gelişmesinde itici güçtür.
58. Özel Mülkiyet ve Esnafın Korunması
Yurttaşların emekleriyle elde ettikleri veya yasal yoldan kazandıkları gelir, birikim, ev
dükkan, atölye ve diğer geçim araçları üzerindeki özel mülkiyetleri güvence altındadır.
Küçük ve orta ölçekli üretim alanı ve hizmetlerdeki özel mülkiyet ve girişim, milli ekonominin bütünleyicisidir; planlamanın ve yasaların yönlendirmesiyle kamu yararıyla uyum halinde ekonomik faaliyette bulunur; toplumun üretim ve hizmet kapasitesinin en geniş ölçüde değerlendirilmesine ve halkın refahına hizmet eder.
Esnaf, zanaatkâr ve atölye sahipleri adım adım kooperatiflerde birleşmeye özendirilir.
59. Emek Seferberliği
En büyük üretici güç emekçilerdir.
Özgürleşen ve tam kapasiteyle üretim süreçlerine sokulan emek, ekonomik gelişmenin
anahtarı, en büyük kaynakların üreticisidir.
Milli devrimci iktidar, bugün boşta gezen milyonlarca işsize iş sağlayarak yeni tarım alanları açmak, toprağı ıslah etmek; teraslama, sulama, orman alanlarını genişletme, denizlerimizi ve ırmaklarımızı koruyarak su ürünlerimizi geliştirme, doğal güzelliklerimizi halkın yararlanmasına elverişli hale getirme; turizm, yol, liman, baraj, bent ve diğer alt yapı kurumlarını inşa etme gibi emek yoğun yöntemlerle üretimde ve hizmetlerde patlama gerçekleştirecek ve halkın refahını geliştirecektir.
Emek seferberliği, dünya ölçeğinde ileri teknolojiler için gerekli kaynakları yaratmanın da yoludur.
60. Araştırma-Geliştirme çalışmaları
Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine milli gelirden ayrılacak pay % 3
oranından az olmayacak şekilde her yıl düzenli olarak artırılacaktır. Hedefimiz, üniversitelerde ve üretim merkezlerinde araştırma-geliştirme faaliyetlerini geliştirmektir. Bu faaliyetlere katılan bilim insanları ve teknik personelin gelir seviyeleri yükseltilecek, çalışma koşulları iyileştirilecektir. Daha önemlisi yurt dışında çalışan bilim insanlarımızın ve nitelikli işgücümüzün ülkemize geri dönmelerini özendirecek ortam oluşturulacak, “beyin göçü” tersine çevrilecektir.
61. Üretimin Amacı: Halkın Refahı
Ulusal ekonomide üretimin amacı, yabancı tekellerin ve büyük sermaye sahiplerinin özel kârı ve çıkarı değil, halkın ekonomik ihtiyaçlarının karşılanması ve sınıf farklarının ortadan kaldırıldığı bir kardeşlik toplumunun kurulmasıdır.
62. Herkese Emeğine Göre Bölüşüm
Milli devrimci iktidar, büyük üretimin halkın mülkiyetine geçmesi temelinde, ülke
ekonomisinin belirleyici kesiminde “herkese emeğine göre” ilkesini uygular ve üretimin gelişmesine paralel olarak parasız hizmetleri ve toplumsal fonları adım adım genişletir; böylece meta ekonomisinin alanını daraltır ve sınıfsız toplumun “herkese ihtiyacına göre” ilkesini eğitim ve sağlıktan başlayarak, olanaklar elverdiği ölçüde devreye sokar ve yaygınlaştırır.
63. Kendi Gücüne Güvenme
Milli devrimci iktidar, emperyalist dünya sisteminin dışına çıkarak, üretici güçlerin
gelişmesini engelleyen uluslararası bağımlılık ilişkilerine son verir, bağımsız ve kendi gücüne güvenen bir ekonomik gelişmenin yolunu açar. Yabancı kredi ve kaynaklardan ulusal ekonominin gelişmesine hizmet ettiği koşullarda yararlanılacaktır.
64. Maden Zenginliğimizin Değerlendirilmesi
Stratejik önemdeki madenler başlangıçta ve acil olarak derhal, diğer madenler en son
özelleştirilenlerden başlanmak üzere kamulaştırılacaktır. Daha önceden verilmiş olan maden arama-işletme ruhsatları tümüyle gözden geçirilecek ve gerekli görülenlerin ruhsatı iptal edilecektir. Dünya rezervlerinin yüzde 70’inden fazlasının Anadolu’da olduğu bilinen Bor rezervleri ülkemizin büyük zenginliğidir. Bor’un yurtdışına ham cevher olarak satışı yasaklanacak, Bor madeninin işlenmesi ve sanayide kullanımı için gerekli yatırımlar öncelikle gerçekleştirilecektir.
65. Türkiye’de Türk Lirası
Türkiye’de Türk lirasının tam hakimiyeti sağlanacaktır. Ülke içerisinde yabancı paraların kullanımı engellenecektir. “Türk Parasını Koruma Kanunu”nun çerçevesi genişletilecek ve sıkı tedbirlerle uygulanması sağlanacaktır. Dövizin, yatırım aracı olmasının önüne kesinlikle geçilecektir. Yabancı para cinsinden vatandaşların elinde bulunan varlıklar, rayiç bedel üzerinden Türk Lirasına çevrilecektir.
Yabancı ülkelerle olan ticaretin karşılıklı olarak milli paralarla olması için çalışılacaktır.
Bankaların kontrol dışı kaydi para üretmesini sağlayan ve sonuç olarak Türk lirasının egemenliğini olanaksız kılan, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasını işlevsiz hale getiren Lizbon Antlaşmasından çıkılacaktır.
66. Planlama
Milli devrimci iktidar, ülke kaynaklarının, halkın ihtiyaçları için, verimli ve etkin
kullanılması amacıyla ekonomiyi planlı olarak geliştirir.
Milli devrimci iktidar, kamu sektörünün hakim olduğu planlı ekonomi ile piyasa mekanizmaları arasındaki ilişkileri düzenlerken, ekonominin etkin işleyişini, çalışmanın özendirilmesini ve halkın ihtiyaçlarıyla üretim arasında gerçek bağlantılar kurulmasını gözetir.
İstihdam, üretim, yatırım ve tüketim hedefleri, emekçilerin doğrudan söz sahibi olduğu demokratik bir işleyişle saptanır. Milli devrimci iktidar, bu amaçla hem merkez organlarının hem de yerel organ ve kurumların inisiyatifini harekete geçirir.
Devlet Planlama Teşkilatı yeniden oluşturulacak, her kademede halk yönetimlerinin karar ve uygulamalarında DPT tarafından üretilen verileri kullanmaları yasal zorunluluk haline getirilecektir. Devlet Planlama Teşkilatı’nın yapısı genişletilerek, her il ve ilçede örgütlenmesi sağlanacaktır. Kaynakların israfının önüne geçmek, verimli kullanılmasını sağlamak, arzda oluşabilecek dalgalanmaları en aza indirmek ve bu suretle gereksiz fiyat hareketlerini engellemek amacıyla gerekli araştırmalar yapılacak, ülke, bölge ve ürün bazında mikro üretim planları ve makro düzeyde de kalkınma planları hazırlanacaktır.
67. Denizcilik Bakanlığı
462 bin kilometre karelik büyüklüğü ile “Mavi Vatan”ımız, milli güvenliğimiz
açısından olduğu kadar, değerlendirilmesi gereken doğal zenginlikleri bakımından da son derece önemlidir. Mavi Vatanımızın olanaklarını ülke yararına hakkıyla değerlendirebilmek amacıyla “Denizcilik Bakanlığı” oluşturulacaktır.
Cumhuriyet Devrimimizin ulusal egemenliği sağlamaya yönelik en önemli yasalarından olan “Kabotaj Kanunu” uygulanacaktır.
68. Tarih Turizmi
Şimdilik bilinen12 bin yıllık tarihiyle, Suriye, Irak ve İran ile birlikte Türkiye’miz,
insanlığın tarih içinde yerleşik hayata geçtiği ve uygarlığa ulaştığı en eski coğrafyada bulunuyor. Göbeklitepelerden başlayarak ülkemizde bulunan tarihsel kalıntılar, bütün insanlığın ortak tarihini temsil eder. Bu bakımdan tarih turizmi Türkiye için eşsiz bir zenginlik kaynağıdır. Milli devrimci iktidar, ülkemizin tarihi zenginliklerinin ortaya çıkarılması ve bütün insanlığın yararlanmasına sunmak amacıyla bilimsel araştırmalara yeterli kaynağı ayırır ve tarih turizmi için gerekli yatırım ve istihdamı gerçekleştirir. Ören alanlarında bütün yatırım ve hizmetler devlet eliyle gerçekleştirilir.
69. Uyumlu ve Dengeli Gelişme
Milli devrimci iktidar, yatırım ile tüketim, üretim araçlarının üretimine yönelik yatırım
ile tüketim mallarının üretimine yönelik yatırım; tarım ile sanayi; ağır ve hafif sanayi arasındaki oranları gözeten bir sanayileşme, ekonomik gelişme ve refah politikası izler.
70. Bölgeler Arasında Denge
Milli devrimci iktidar, kaynakların merkezi hükümetle yerel yönetimler arasındaki
paylaşımında bugünkü dengesiz durumuna son verecek, yerel yönetimlerin kaynaklarını büyütecek, yerinden yönetim ve kaynakların yerinden kullanımı ilkesini gerçekleştirecektir.
Bölgeler arasındaki dengesizlikleri gidermek ve kaynakları kıt olan bölgeleri desteklemek için ulusal bütçeden özel kaynak ayrılacaktır.
71. Kademeli Vergi
Halkın sırtındaki ağır vergi ve harçlar kaldırılacak, gelir ve servete göre kademeli
bir vergi alınacaktır. Dolaylı vergiler, vergi adaletini sağlama amacıyla makul bir düzeye indirilecek, dar gelirli yurttaşların sırtındaki vergi yükü hafifletilecektir.
72. Acil Önlem ve Tedbirler
Milli Devrimci Parti, gelişmekte olan dünyanın bir parçası olduğumuz bilinciyle,
dünya kapitalizmiyle topyekun birleşmeyi ve iç pazarımızı vahşice daraltmayı hedefleyen emperyalizmin “Yeni Dünya Düzeni”ne karşı mücadele eder. Dünya sermayesinin özelleştirme, işçi kıyımı, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma politikalarına karşı emekçi sınıfların ve bütün ulusal güçlerin mücadelesini örgütler; emekçilerin ulusal üretimden daha büyük pay almaları için çalışır; iş güvenliğini, sendikal özgürlükleri ve emekçi haklarını savunur.
Milli Devrimci Parti, uluslararası şokların emekçiler üzerindeki olumsuz etkilerinin zayıflatılması, Türkiye ekonomisinin göreli daha bağımsız ve daha özmerkezli bir yapıya kavuşması, krizin yüklerini belli ölçülerde sermaye sınıfı ile paylaşarak emekçilere soluk aldırılması, geniş işsiz kitlelerine iş sağlanması, sanayi ve tarımda var olan atıl iş kapasitelerinin değerlendirilmesi, üretimin ve üretici güçlerin rasyonel ve tutumlu yöntemlerle gelişme yatağına sokulması, devletin ve hakim sınıfların lüksüne ve savurganlığına son verilmesi amacıyla politikalar ve programlar üretir ve savunur.
Milli Devrimci Parti, kitlelerin mücadele gücünü yükseltmek, fiziki ve ahlaki yozlaşmayı önlemek perspektifiyle bütün halk sınıf ve katmanlarının güncel ve özel taleplerini belirler, savunur ve bu taleplerin gerçekleşmesi için mücadele eder.
VI. SAĞLIKLI TOPLUM, GÜVENLİ YAŞAM
73. Çalışma Hakkı ve İş Güvenliği
En başta gelen hak, yaşama ve geçinme hakkıdır. Devlet, bütün yurttaşların yaşama ve
geçinme olanaklarını, yeteneğine göre bir işte çalışma hakkını garanti eder. Angarya yasaktır. Ücret ödemede kadın ve erkek işçiler arasında ayrım yapılamaz. Eşit değerde işe eşit ücret ödenir.
Devlet, her yurttaşa iş bulmakla yükümlüdür. Hiç kimse siyasal görüşü, inanç, etnik köken ve cinsiyeti yüzünden işsiz kalamaz ve işten atılamaz.
74. Sendika ve Grev Hakkı
Tüm çalışanların örgütlenme, sendika kurma, grev, dayanışma grevi, genel grev ve
siyasal grev hakları güvence altındadır. Devlet grevi, emekçilere yapılan haksızlıkları düzeltmenin ve hakları daha da geliştirmenin bir aracı olarak değerlendirir. Lokavt yasaktır.
Sendikalar, devlet ve iktidar partisinin emri altına alınamaz. Sosyalist Cumhuriyet Partisi, önderliğini, işçi sınıfına hizmet ederek, onların çıkarlarını savunarak ve siyasal bilinçlerini geliştirerek benimsetebilir.
75. Çalışma Süresi
Haftalık çalışma süresi 40 saattir. Yeraltında ve ağır iş koşullarında bu süre daha da
kısaltılır. Bütün çalışanların yılda en az bir ay ücretli dinlenme hakkı vardır. Milli devrimci iktidar, işçilere dinlenmeleri, eğlenmeleri, siyaset, kültür, sanat ve başka toplumsal faaliyetlerde bulunmaları ve kendilerini geliştirebilmeleri için en geniş zamanı sağlamak anlayışıyla çalışma süresini adım adım kısaltır. Fazla mesaiye kural olarak izin verilmez.
76. Sağlıklı Çalışma
Çalışma hayatında işçilerin ve emekçilerin sağlığı esas alınır. İşyerleri ve fabrikalar, sağlık
koşullarına uygun olarak düzenlenir. İnsan sağlığına olumsuz etkileri olan çalışma alanlarında koruyucu ve önleyici tedbirler alınır.
Kadınların sağlık ve çalışma koşulları özel olarak düzenlenir.
77. Özelleştirmelerin İptali, Yeniden Kamulaştırma
Planlanan bütün özelleştirmeler derhal durdurulacaktır.
Stratejik kurumlarımızdan ve yabancılara satılanlardan başlanarak, özelleştirilen, ortaklık yapısı kısmen ya da tamamen değiştirilerek yönetimi yabancı sermayeye ya da yerli özel işletmelere devredilen ya da bunlarla paylaşılan İktisadi Devlet Teşekkülleri, Kamu İktisadi Kuruluşları ve bunların iştirakleri yeniden kamulaştırılacaktır.
Mahkemelerin özelleştirmelerini iptal ettiği kesinleşmiş yargı kararlarının uygulanmasını engelleyen kararlar ve uygulamalar tasfiye edilecek, zaman aşımı da gözden geçirilerek kesinleşen iptal kararları uygulanacak, işgal altındaki kurumlarımız tekrar kamuya kazandırılacaktır.
Özelleştirmelerle ilgili bütün işlemler soruşturulacaktır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı gibi çalışan, önemli kamu kurumlarımızın yok edilmesinde kritik sorumluluğu olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kapatılacaktır.
Varlık Fonu’nun bugün olduğu gibi denetim dışında olmasına son verilecektir.
78. Taşeron Sistemine Son Verilecek
Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Genelkurmay Başkanlığı, Bakanlıklar ve bütün kamu kurumlarımızı işgal eden taşeron sistemine son verilecektir.
Taşeron işçileri, yaptıkları işin emsali kadroya, koşulsuz olarak geçirilecektir.
Yardımcı işlerde taşeron çalıştırmak kısıtlanacak; asıl işte ise, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenle uzmanlık gerektiren istisnai işlerle ve geçici süre ile sınırlandırılacaktır.
Özel sektörde, sendikalaşmayı ve iş güvencesini olanaksız kılmak amacıyla işyerinin ve işçinin alt işverenler eliyle parçalanmasına izin verilmeyecektir.
Belediyelerde kamu kaynaklarının yağmalandığı, mafyalaşmanın önünü açan belediye şirketleri kapatılacak, belediyeler yeniden bütünlüklü bir yapıya kavuşturulacaktır.
Kamuda ya da mahalli idarelerde zorunlu ihalelerde çalıştırılan alt işveren işçilerine, işkolundaki ya da işyerindeki toplu sözleşme hükümleri uygulanacaktır.
Toplu iş cinayetlerinin da yaşandığı madenler kamu eliyle işletilecek, özel sektörün ve yabancıların elindeki madenler kamulaştırılacak, kamu madenlerinde rödovansa ve taşerona son verilecektir.
Bütün kurum ve kuruluşlarımızın, mahalli idarelerimizin ve belediyelerimizin iş yapabilme olanakları geliştirilecek, milletin kaynaklarının ihaleler yoluyla yağmalanması önlenecektir.
79. İşçi Cinayetlerine ve Meslek Hastalıklarına Son
İş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hekimliği, işverene bağımlı olmaktan kurtarılacak, ücretlerini kamu denetiminde oluşturulacak bir birimden almaları sağlanacaktır.
Sağlık sistemimizde meslek hastalıkları tanı ve tedavi olanakları güçlendirilecek,
İşçi, idareci ve kamu yöneticilerine iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilecek, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi, üretime yönelik meslek okullarında zorunlu ders olarak okutulacaktır.
80. “Modern Köle Ticareti” ve Yasa Yoluyla Sömürü Yasaklanacaktır
İşçi simsarlığı ve kiralık işçilik yasaklanacak, Özel İstihdam Büroları kapatılacaktır.
Holding içi ya da şirketler arası kiralık işçiliğe, İŞKUR aracılığı ile yürütülen “Toplum Yararına Çalışma Sistemi”ne son verilecektir.
Cezaevinden şartlı olarak çıkanların, yol, yemek ve ücret verilmeden çalıştırıldığı “Denetimli Serbest Çalışma” düzeni, insanlık onuruna ve emeğin hakkı esasına göre düzenlenecektir.
399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 4/B kapsamındaki sözleşmeli personel uygulamalarına son verilecek, bu statüde çalışanlar memur kadrosuna geçirilecektir.
“Denkleştirme” kaldırılacak, çalışma süresi yeniden günlere eşit olarak bölünecektir.
“Belirli süreli sözleşme” süresi belirli işlerle sınırlandırılacak, “Çağrı üzerine çalışma” kaldırılacak, “kısmi süreli iş sözleşmeleri” sınırlandırılacaktır.
Sözleşmelerle dört aya kadar çıkarılabilen “deneme süresi”, bir ay ile sınırlandırılacak,
Mustafa Kemal Atatürk’ün haklı olarak gelecek nesilleri emanet ettiği öğretmenler, yeniden devlet güvencesine ve insanca yaşam olanaklarına kavuşturulacak, “sözleşmeli öğretmenlik”, “ücretli öğretmenlik” uygulamalarına son verilecek, bütün öğretmenler devlet kadrosuna geçirilecektir.
81. Kamusal Görevlerde Tek Ölçü Kamu Yararı Olacak
Kamu idaresi tarikatlardan temizlenecek, din, mezhep, siyasi çevre hâkimiyetine son verilerek, adamına göre iş değil, işe göre adam ilkesi uygulanacaktır.
Atamalarda eğitim, tecrübe ve yeterlilik esas olacak, mülakat sistemi özellik gerektiren görevler haricinde kaldırılacak, yapılan mülakatlar kayıt altına alınacak, şaibeli, kayırmacı uygulamaların önü kesilecektir.
Kamusal görevlerde toplum yararı, verimlilik ve mutluluk esas alınacak, insanları birbiriyle yarıştıran, kolektif üretim ruhunu parçalayan “performans sistemine” son verilecek, dayanışmacı ortak çalışma ruhu yeniden kazandırılacaktır.
82. Sendikal Örgütlenme
Sendikal örgütlenmede işçi aleyhine sonuçlar doğuran uzun ve uzayan yargı ile pahalı yargı süreçleri, hukukun adaleti ve mazlumun hakkı bakımından düzenlenecektir.
Yetkili sendikanın tespiti, bu amaçla oluşturulmuş bağımsız Yetki Kurulu tarafından yapılacak, ayrıca Yetki Kurulu’nun ve yargının gözetiminde işyerinde yapılacak referandumla da yetki tespiti yapılabilecektir.
Türkiye’nin onayladığı ve Anayasanın 90. Maddesi uyarınca doğrudan uygulanırlık kazandırılan ILO Sözleşmelerindeki sendikal hak ve özgürlüklerin ve işçi haklarının uygulanması sağlanacaktır.
83. Kıdem Tazminatına Dokunulamaz
İyi halli çalışan işçiye işverenlerin ödülü sanılan kıdem tazminatı, gerçekte işçinin ödenmeyen ve işverence el konulan ücretidir.
“Asgari süre” şartı olmadan, hangi sebeple olursa olsun iş sözleşmesi son bulan her işçinin, çalışma süresine oranla kıdem tazminatı alması sağlanacaktır.
Kıdem tazminatında tavan uygulaması kaldırılacaktır.
84. Emeklilik ve EYT
Emeklilerin kurdukları sendikaları aracılığı ile Hükümetle görüşme yapabilmeleri ve aylıklarının belirlenmesinde söz sahibi olabilmeleri sağlanacak, emekli aylıkları asgari ücretin altında olmayacaktır.
Aylık bağlama oranları emperyalist merkezlerin dayatmasıyla defalarca düşürülen emeklilerin mağduriyeti giderilecek, aylık bağlama oranları yeniden düzenlenerek, yeniden çalışmak zorunda kalmayacakları ve kimseye muhtaç olmadan yaşayacakları seviyeye çıkarılacaktır.
Yine emperyalist merkezlerin dayatmasıyla iki kez çıkarılan mezarda emeklilik yasalarıyla, emekli olmaları adeta yasaklanan milyonların uğradıkları gasp düzeltilecek, Emeklilikle Yaşa Takılanlar (EYT) diye tanımlanan işçilerimizin emeklilik süreleri, günümüzdeki ortalama ömür, ekonominin koşulları ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun olanakları dikkate alınarak yeniden düzenlenecektir.
85. İşsizlik ve Kaçak İşçilik
Toplam işgücü içinde ciddi oranlara ulaşan kaçak işçilik, yapay ve geçici çarelerle önlenemez; bu nedenle;
Ülkemizdeki mülteciler, ilgili ülkelerle görüşülerek ülkelerine güvenli bir şekilde dönmeleri sağlanacak ve böylece kaçak işçiliğin en önemli kaynağı kurutulacaktır.
Emeklilerin maaşlarında sağlanan iyileştirmelerle kaçak işçi olarak çalışmak zorunda kalmaları önlenecektir.
İşçinin sigorta primini ödemekten kaçınan işverenlerin yaygın olarak uyguladıkları kaçak çalıştırma, işveren örgütleriyle de işbirliği yapılarak ve sıkı denetimlerle ortadan kaldırılacaktır.
Bizzat kamu eliyle yeni üretim alanları açılacak ve uygulanacak üretim seferberliği ile de işsizlik ve kaçak işçilik sorununa köklü çözüm bulunacaktır.
86. İşsizlik Sigortası Fonu
İşsizlik Sigortası Fonu’nun idaresi, Sosyal Güvenlik Kurumunun görevlendireceği bir yetkilinin gözetiminde, işçilerin ve ilgili diğer tarafların temsilcilerinden oluşacaktır.
İşsizlik Sigortası Fonu, amacı dışında kullanılmayacak, işsizlerin fondan yararlanma koşulları iyileştirilecek, fondan yararlanma koşulları kolaylaştırılacaktır.
87. Parasız Sağlık
Sağlık hizmetleri ve ilaç parasızdır.
Milli devrimci iktidar, sağlık alanında her düzeyde eşitsizliği ortadan kaldırır, herkese
ihtiyacı kadar, nitelikli sağlık hizmeti sağlar.
Özel hastaneler ve poliklinikler kamulaştırılarak halkın hizmetine sunulacaktır.
Sağlık hizmeti, işyeri, mahalle, köy, okul temelinde yeniden örgütlenerek halkın ayağına götürülecektir.
Hastalıkları önleyici sağlık hizmetine, koruyucu hekimliğe öncelik verilir ve halkın sağlık bilgisi bu amaçla geliştirilir.
Sağlıklı bir toplum için yürütülen bütün hizmetler, planlama, yönetim ve denetleme aşamalarında, sağlık hizmetini verenler ile hizmetten yararlananlar ve yerel yönetimlerin etkin katılımıyla yürütülür.
88. Sosyal Güvenlik Kurumu, çalışanlar lehine yeniden düzenlenecek
SGK yönetiminde işçi, memur ve emekli örgüt temsilcilerinin ağırlıklı şekilde olacakları bir düzenleme yapılacaktır.
SSK’nın kapatılan ilaç fabrikaları SGK bünyesinde yeniden açılacaktır.
SGK hastaneleri güçlendirilecektir. Özel hastanelerin ve özel sağlık kuruluşlarının muayene, bakım, tedavi ve ilaç bedellerini SGK’ya fatura etmelerine son verilecektir.
Büyük kısmı yabancı tekellere ait olan bireysel emeklilik şirketlerinin (BES), SGK aleyhine güçlendirilmesine son verilecek, BES’lerin devlet kaynaklarıyla desteklenmesi durdurulacaktır. Yurttaşlara BES’lere katılım yönünde zorlama yapılamaz. Otomatik üyelik sistemi kaldırılacaktır.
89. Herkese Sağlıklı Konut
Milli devrimci iktidar, herkese sağlıklı yaşayabileceği bir konut sağlar. Bu hedefe
ulaşmak için, konut yapımı merkezi olarak planlanacak, kooperatifleşme desteklenecek, her yeni yatırım yaratacağı konut ihtiyacı ile birlikte ele alınacaktır. Konut kiraları işçi ücretinin beşte birinden fazla olmayacaktır.
90. Doğayla İç İçe, Planlı, Sağlıklı Kentler
Milli devrimci iktidar, kapitalizmin yol açtığı hastalıklı kent yapısını, planlı ve
köktenci uygulamalarla değiştirecek, insanı ve doğayı gözeten kent projelerini yürürlüğe koyacaktır.
Köyler ve küçük yerleşim birimleri birleştirilip çekici hale getirilerek büyük kentlere yığılmalar önlenecektir. Verimli tarım topraklarında sanayi tesisleri kurulmasına ve betonlaşmaya izin verilmeyecek, sanayi ve kentler tarıma elverişsiz topraklarda kurulacaktır.
Mevcut sistemde sağlıksız şehirleşmenin sonucu olarak ortaya çıkan “kent rantları”; gelir dağılımını bozan, konut fiyatları ve ev kiralarını büyük ölçülerde artıran, yurttaşların temel hakları arasında yer alan barınma hakkını ortadan kaldıran ve aynı zamanda kamu idaresinde her türlü yolsuzluğa zemin hazırlayan bir rol oynamaktadır. Kent arazileri kamulaştırılarak haksız kazançlara ve yozlaşmaya yol açan rantlar önlenecektir.
Hedef, birkaç yüzbin nüfusu geçmeyen insan ilişkilerinin zengin ve toplumsal dayanışmanın güçlü olduğu, doğayla iç içe, toplumsal hizmetlerin halka kolayca götürülebildiği, kültür ve sanat hayatı canlı, halkın siyasal hayata katılma olanaklarının geliştiği, doğrudan demokrasi uygulamalarına elverişli ferah kentler yaratmaktır.
Büyük kentlerde ulaşımı felç eden, hergün milyonlarca saat zaman kaybına ve enerji israfına yol açan, insan sağlığını tehdit eden bugünkü ulaşım politikaları ve yapısı değiştirilecek, otomotiv sanayisinin çıkarları gözetilerek yapılan yatırımlar yerine toplu taşımacılık geliştirilecektir.
Şehir içi ulaşım, elektrik ve ısınma gibi kamu hizmetleri adım adım parasız hale getirilecektir.
Milli devrimci iktidar boğazlardaki ve kıyılarımızdaki betonlaşmayı önleyecektir. Boğazların ve kıyıların doğal güzelliğini bozan yapılar kaldırılacaktır. Kıyılarımızın doğal güzellikleri halkın gezme, dinlenme, tatil yapma, sağlıklı yaşama ve kültürel ihtiyaçlarının hizmetine sunulacaktır.
Milli Devrimci Parti, büyük kentlerimizi emperyalist metropollerin çöplüğü ve batakhanesi haline getirecek “uluslararası bütünleşme” projelerine karşı kararlı bir mücadele yürütecektir.
91. Ulaşım
Ülkemizin coğrafi olanaklarını değerlendiren, kaynaklarını savurmayan, halkın
ihtiyaçlarına cevap veren, toplu ulaşım ve taşımacılık politikası izlenecektir. Bu amaçla deniz ve demiryoluyla ulaşım modernleştirilecek, geliştirilecek ve ucuzlatılacaktır. Böylece kapitalist özel mülkiyet sisteminin trafik anarşisine ve katliamına son verilecektir.
92. İnsanı, Doğayı ve Hayvanları Koruma
Kapitalizmin zorunluluklarından ileri gelen “Üret ve sat”, “Kullan ve at” mantığı, bir
tüketim çılgınlığı yaratmıştır. Hammadde ve enerji kaynaklarının israfı, sanayi atıkları, nükleer denemeler, şehirleşme, yabancılaşma ve bencillik, bugün doğayı ve insanın bedensel ve ruhsal sağlığını yıkıma uğratan etkilerde bulunmaktadır. Doğal zenginliklerimiz, tarihsel kültür hazinelerimiz ve topraklarımız erozyona uğramakta, ormanlarımız kül olmakta ve kesilmekte, denizlerimiz ve şehirlerimizde soluduğumuz hava kirlenmektedir. İnsanlarımız şehirlere tıka basa yığılmakta, kuru kalabalıkların içinde yalnızlaşmakta ve topluma yabancılaşmaktadır.
Milli devrimci iktidar; insanı, kültürü, yeşili ve maviyi korumak için seferberlik başlatacaktır. Doğal çevreyi ve insan sağlığını gözeten planlı bir sanayileşme ve yerleşme politikası izlenecektir. Çevreye ve insan sağlığına zarar veren üretim faaliyeti engellenecek, eğer kurulmuşsa kapatılacaktır.
Büyük kentlerin nüfusları, üretim birimlerinin planlı bir biçimde ülke çapında yaygınlaştırılmasıyla giderek azaltılacak, bireylerin doğayla ve birbirleriyle zengin iletişim kurabildikleri, kendine yeterli küçük yerleşim birimleri inşa edilecektir. Kıyılardaki betonlaşmaya son verilecek, doğal zenginliklerin tüm halkın malı olması sağlanacaktır.
Milli devrimci iktidar, enerji savurganlığına son verecek, fosil yakıtlara olan bağımlılığı en alt düzeye indirecek; güneş, rüzgâr, akarsu ve yeraltı ısısı gibi temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelecektir.
Milli devrimci iktidar, uluslararası doğayı koruma projeleri geliştirmeyi ve böyle projelere aktif katılımı görev bilecek, ezilen ülkeler ile emperyalistlerin kirlilik ihracına ve doğal kaynak talanına karşı bir mücadele cephesi geliştirecektir.
Sokak hayvanları belediyeler tarafından koruma altında olacak, tedavileri ve düzenli olarak beslenmeleri sağlanacak, yaşam hakları korunacaktır. Hayvanlara şiddet uygulayanlara ve öldürenlere cezai yaptırım uygulanacaktır.
93. Dinlenme ve Eğlenme Hakkı
Milli devrimci iktidar, bütün yurttaşlara dinlenmeleri, gezmeleri, eğlenmeleri ve
kültürlerini geliştirmeleri için ülkemizin doğal ve tarihi zenginliklerinden yararlanma olanakları sağlar. Kamu kurumlarının ve belediyelerin olanakları bu amaçla değerlendirilir.
94. Çocukların ve Yetimlerin Korunması
Milli devrimci iktidar ve yerel yönetimler, çocukları korur. 15 yaşından küçük
çocuklar, işverenler tarafından ücretli işlerde çalıştırılamaz. Yetim ve öksüzlerin bakımını ve eğitimini devlet üstlenir. Suç işlemiş çocukların topluma kazanılması için çocuk iyileştirme evleri açılır.
95. Emekliler, Dullar, Yaşlılar ve Engellilerin Korunması
Milli devrimci iktidar ve yerel yönetimler, emeklileri, dulları, yaşlıları ve engellileri
korur; onların bütün ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamayı üstlenir; engellilerin toplum hayatına her alanda aktif olarak katılmalarını sağlayacak bütün önlemleri alır ve olanakları sağlar.
96. Yurtdışındaki İşçiler ve Aydınlar
Milli devrimci iktidar, ekonomik ve toplumsal nedenlerini ortadan kaldırarak
yurtdışına işçi göçünü önleyecek, tüm emek birikimimizi ülkemizin gelişimi için seferber edecektir.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, işsizlik, geçinme kaygısı, siyasal sığınma ve değişik nedenlerle yurt dışına göçmüş yurttaşlarımızın, bulundukları ülkelerdeki ekonomik toplumsal ve kültürel talepleri için çaba gösterir. Yurda dönmek isteyenlerin uyum sorunlarının çözümü için çalışır.
Milli devrimci iktidar, yurtdışında yaşayan yurttaşlarımızın, maruz kaldığı ırkçı ve ayrımcı politikalara karşı mücadele eder. Onları, emperyalist gericiliğin kullandığı araçlar olan tarikat ve cemaatlerden kurtarmak amacıyla çalışır.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, emperyalizmin kültürel baskılarına karşı çıkar, yurtdışındaki yurttaşlarımızın eşit hakları için mücadele eder. Kapitalizmin insani değerleri ezip geçen saldırısına karşı, emekçilerin ve genç kuşakların, kardeşlik kültürünü geliştirme çabasını destekler.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, yurtdışındaki bütün milliyetlerden emekçilerle ortak mücadeleyi savunur.
VII: DEVRİMCİ EĞİTİM VE KÜLTÜR
97. Parasız Eğitim
Eğitim ve spor hizmetleri parasızdır. İlk, orta ve yüksek öğrenimde ve emekçi halkı
eğiten diğer eğitim kurumlarında, öğrencilerden kayıt, harç, yardım ve benzeri adlar altında para alınmaz.
Milli devrimci iktidar, öğrencilerin ders araç-gereçlerini ve kültürel ihtiyaçlarını parasız olarak sağlar. Ailesinden uzakta eğitim gören, kimsesiz ve yardıma muhtaç öğrencilerin barınma ve beslenme ihtiyaçlarını devlet karşılar.
Eğitim ihtiyacı kâr konusu olarak görülemez. Bütün özel okullar ve dershaneler kamulaştırılacaktır.
98. Demokratik, Laik Eğitim
Milli devrimci iktidar; devrimci, toplumcu, demokratik, laik, bilimsel ve milli
ekonominin ihtiyaçlarına cevap veren tek bir eğitim sistemi uygular.
Milli devrimci iktidar, yaratıcılığı söndüren, emir kulları yetiştiren, Ortaçağ’ın eğitim sistemiyle kadercilik aşılayan, emperyalist-kapitalist piyasaya bireyci, çıkarcı ve rekabetçi
eleman yetiştiren bugünkü eğitim sistemini temelden değiştirecek; halka hizmet ruhuyla dolu, devrimci, özgür düşünceli, yaratıcı, başı dik, haksızlığa direnen, cesur, barışçı, dayanışmacı, emeğe saygılı, kamu mülkiyetine özen gösteren, paylaşmacı, dünya emekçilerine kardeşlikle bağlı, yetenekli, bilgili, sorumlu nesiller yetiştirecektir.
Milli devrimci iktidar, eğitim kurumlarının laik olması ilkesini titizlikle gözetir. Din ve mezhep propagandası yapılamaz. Zorunlu din dersleri kaldırılır; dinler hakkındaki bilgi felsefe, tarih ve sosyoloji derslerinde verilir. İmam Hatip Okulları, liselere, meslek okullarına ve teknik okullara dönüştürülecektir.
99. Uygulamalı Eğitim
Eğitimde kitabiliğe, ezberciliğe ve bilgiçliğe son verilecek, teorik bilgiyi uygulama ile
birleştiren, milli ekonominin üretim faaliyetiyle iç içe yürüyen, hayatın ihtiyaçlarına cevap veren bir eğitim faaliyeti gerçekleştirilecektir.
Cumhuriyet Devrimimizin parlak bir uygulamalı eğitim örneği olan Köy Enstitüleri, 21. yüzyılın Türkiye gerçeklerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak her alanda yeniden hayata geçirilecektir.
100. Öğrenci-Öğretmen-Aile Dayanışması
Bütün eğitim ve öğretim kurumlarında, öğrenciler ile öğretmenler arasında dayanışma,
ailelerin de katılımı sağlanarak ortak çalışma ve üretme ortamı yaratılacaktır. Öğrenciler okul yönetimlerine katılırlar.
Eğitimde öğrencinin notla tehdit yöntemi kaldırılacak, sınavlar eğitimin ne derece amacına ulaştığını araştıran ve öğrenci öğretmen ilişkisini geliştiren uygulamalara dönüştürülecektir.
101. Özerk Üniversite ve Siyaset Özgürlüğü
Üniversitelerin bilimsel ve yönetsel özgürlüğü güvence altına alınacaktır. Öğrenciler
ve bütün üniversite çalışanları, üniversite yönetimine katılırlar.
Üniversite öğrencileri ve 18 yaşın üzerindeki tüm öğrenciler ile öğretmenlerin ve öğretim üyelerinin siyasal partilerde ve derneklerde, siyasal ve kültürel çalışma özgürlükleri güvence altındadır.
102. Emekçi Halka Eğitim
Milli Devrimci iktidarda eğitim, yalnız öğrenci kitlesini değil, bütün halkı
bilgilendirme ve devrimcileştirme faaliyetidir. Okuma yazma bilmeyen vatandaşın olması düşünülemez.
Eski düzenin eğitimden yoksun bıraktığı emekçi kitlelerin mesleki ve kültürel eğitimleri için emekçi üniversiteleri ve ihtiyacı karşılayacak ölçüde meslek okulları açılacaktır. Köylerde, fabrikalarda ve mahallelerde emekçilere pratik bilgi veren, sanat ve kültür yeteneği kazandıran kurslar açılacaktır.
103. Yeni İnsan İçin Sanat ve Spor
Eğitimde, ilkokuldan başlayarak edebiyat, resim, müzik, dans ve diğer güzel sanat
dalları ve spora özel bir önem verilecek, gençlerin ve emekçilerin en az bir sanat dalında yeteneğinin gelişmesi sağlanacaktır.
Sporda düşmanca rekabet ve bireycilikle mücadele edilecek, ruh ve beden sağlığını, dostluğu dayanışmayı ve kardeşliği güçlendiren bir spor kültürü geliştirilecektir.
104. Demokratik, Barışçı ve Evrensel Bir Kültür
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, toplum hayatında sorunları zor kullanarak çözen ve
şiddeti kutsayan eski kültürün bütün temelleriyle tasfiyesi ve halk içinde barışçı, insana saygılı ve şiddeti hor gören bir milli devrimci kültürün yayılması için çalışır.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, yaşadığımız toprakların tarihini Malazgirt’le başlatan dar milliyetçi kültürün karşısına, ülkemizin tarihsel derinliklerinden kaynaklanan ve binlerce yıldan bu yana çeşitli kavimlerin katkılarıyla zenginleşmiş kültür kaynaklarımızı arayan, koruyan, o kaynaklardan beslenen demokratik, insansever ve evrensel bir kültür politikasıyla çıkar.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, Türkiye’nin kültürel renkliliğini, komşularıyla ve tüm dünya halklarıyla kültürel alışverişi, dostluğu ve barışı güçlendiren bir zenginlik olarak değerlendirir.
105. Emekçi Ahlakı ve Geleceğin İnsanı
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, kurulduğu günden başlayarak ve iktidar döneminde,
insanı topluma, üretime ve kendisine yabancılaştıran, düşman eden kültüre karşı sürekli mücadele yürütür. Malı kaldırarak köşeyi dönme ruhunu, havadan kazanmayı, başkasının malına, emeğine “çökmeyi”, açgözlülüğü, kapkaççılığı, vurgunculuğu, başkalarının sırtına basarak yükselmeyi, post kapmayı ve mevki düşkünlüğünü kışkırtan, toplumu un ufak eden, yalnızlaştıran ve yırtıcılaştıran kapitalist rekabet düzeninin ahlakına karşı; çalışkanlığı, paylaşma mutluluğunu, insan ve doğa sevgisini, hoşgörüyü, barışı temel alan sosyalist ahlakın ve değerlerin yayılması ve kök salması için çalışır. Geleceğin insanının manevi kültürel değerleriyle daha bugünden gelişmesine katkıda bulunmak, Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin görevidir.