Sosyalist Cumhuriyet Partisi Başkanlık Kurulu Üyesi ve İşçi Sendika Büro Başkanı Mehmet Akkaya, son günlerin tartışma konusu olan asgari ücret konusunda yazılı bir açıklama yaptı. Akkaya asgari açıklamasında asgari ücretin üç akda bir belirlenmesini, TÜFE verilerinin TÜİK tarafından değil işçi ve işveren temsilcilerinden oluşan bağımsız bir kurul tarafından yapılmasını ve Temmuz ayında açıklanacak yeni asgari ücretin en az 7 000 tl olması gerektiğini belirtti. Nihai çözümüm “Halkçı-Devletçi ekonominin uygulanması olduğunu söyleyen Akkaya’nın yedi madde altında yaptığı açıklamasının tamamı aşağıdadır:
Asgari ücrete düzenleme ihtiyacının tartışıldığı bugünlerde, asgari ücretlinin gerçek yarasının sadece ücret olmadığını bilmemiz lazımdır.
Unutulan, unutturulan, görmezden gelinenler, sorunun can alıcı taraflarıdır.
Hatırlayalım;
1-) ASGARİ ÜCRETİN 3 AYLIK OLMASI GEREKMEKTEDİR
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Asgari Ücret” başlıklı 39. Maddesi, asgari ücretin yılda bir kez belirleneceğinden bahsetmiyor. Yasa, sadece üst sınırı belirliyor, “asgari ücret en geç iki yılda bir belirlenir” diyor.
Görüldüğü gibi, asgari ücretin altı ayda, ya da üç ayda bir belirlenmesinin önünde yasal hiçbir engel yoktur.
Kaldı ki 2016 yılı öncesinde asgari ücret, zaten altı ayda bir belirlenmekte idi.
Bu durumda, enflasyonun böylesine yüksek seyrettiği koşullarda asgari ücretin üç aylık dilimler halinde belirlenmesi kaçınılmaz bir zorunluluk olmuştur.
2-) TÜİK’İN DEĞİL, OLUŞACAK BAĞIMSIZ KURULUN VERİLERİ ÖLÇÜ ALINMALIDIR
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, TÜİK’in sunduğu enflasyon ve TÜFE verilerini esas almaktadır. Oysa TÜİK’in hem enflasyon ölçümleri, hem TÜFE göstergeleri güvenilirliğini yitirmiştir.
Tartışmalı durumlara son vermenin yolu, işçi-işveren ve Hükümet temsilcilerinden oluşan bağımsız bir kurulun oluşturulması, bu kurulun enflasyon ölçümlerinin Asgari Ücret Tespit Komisyonunca dikkate alınmasıdır.
3-) TÜM GELİR GRUPLARI DEĞİL, DÜŞÜK GELİRLİLER DİKKATE ALINMALIDIR
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, tüm gelir gruplarının gıda harcamalarının ortalamasına göre karar vermektedir. Oysa üst gelir grubunda gıda harcaması oranı gelire göre yüzde 5’lere kadar düşebiliyorken, düşük gelirliler için gıda harcaması gelirlerinin yüzde 30’un çok üstündedir.
Aynı hata Asgari Ücret Tespit Komisyonuna sunulan enflasyon hesabında da görülüyor. TÜİK bu hesaplamayı da Türkiye ortalaması ve bütün gelir grupları için yapmaktadır. Oysa değerlendirmeye alınan unsurların bir kısmı asgari ücretlinin yaşamı boyunca tüketmediği ürünlerdir.
Dolayısıyla, söz konusu olan asgari ücretlilerin yaşamı ise, düşük gelirlilerin gıda harcamaları dikkate alınmalı, düşük gelir grupları gerçeği ölçülmelidir.
4-) 6 AYLIK AŞINMA DİKKATE ALINMALIDIR
TÜİK, Mayıs 2022 dönemine ait Tüketici Fiyat Endeksini (TÜFE) yıllık yüzde 73,5, 2022 yılının ilk beş ayı için yüzde 35,64 olarak açıkladı. Yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 91,6 olarak açıklandı.
TÜİK’in verileri kabul edilse bile, günümüzdeki asgari ücretin 2022 yılı Ocak ayı başındaki düzeye yetişebilmesi için bile en az yüzde 35,64 oranında artış gerekmektedir.
Bugüne göre düşünüldüğünde, asgari ücretlinin geçen altı aylık sürede toplamda 6 bin TL’yi bulan aşınmasını da karşılamak gerektiği de ortadadır.
Tırmanmaya devam eden gıda, konut, giyim, ısınma, aydınlanma ve ulaşım giderleri dikkate alındığında önümüzdeki altı ay için asgari ücret net 7 bin liradan aşağı olmamalıdır.
5-) ASGARİ ÜCRET KİŞİYE VE AİLEYE GÖRE AYRI OLMALIDIR
“Asgari ücret, bir işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için ödenen en düşük ücrettir.”
Görüldüğü gibi bu tanımın içinde eş yok, çocuk yok, aile yok.
Yıllardır asgari ücret komisyonunun dikkate almadığı önemli bir faciadır bu.
Dolayısıyla asgari ücretli, sadece kendisi için hesaplanan ücretle eşinin ve çocuklarının da ihtiyaçlarını da karşılamaya çalışmaktadır.
Akıl durduran bu faciaya çözüm gerekiyor.
Sadece yalnız yaşayan ve bakmakla yükümlü olduğu kimsesi bulunmayan bir işçi için belirlenen asgari ücrete, evliler için uygun ölçüde ek yapmak zorunludur.
Benzer ekler, iki çocuğa kadar çocuklar için de gerekmektedir.
6-) ASGARİ ÜCRET İLK İŞE GİRİŞ ÜCRETİ OLMALIDIR
Özel sektörde asgari ücret, 5, 10, hatta 15 yıllık işçi için dahi uygulanmaktadır.
Oysa asgari ücret, sadece ilk işe giriş ücreti olmalıdır. İlerleyen zamanlarda asgari ücretin sürdürülmesi halinde işverenlere yaptırım uygulanmalıdır.
7-) İŞSİZLİK FONUNA DOKUNMAYIN!
İşsizlik Fonu yıllardır amacı dışında kullanılmaktadır. Öyle ki, yol yapımında, bütçe açıklarında, işveren prim borçlarında, sanayi desteklerinde bile fon kullanılıyor.
İşsizlerin bugünü ve geleceği olan İşsizlik Fonu’nun amacı dışında kullanılmasına son verilmelidir.
8-)ASGARİ ÜCRET ALTINDA EMEKLİ MAAŞI OLMAMALIDIR
Ne yazık ki, “bir kişinin asgari yaşam koşulları” anlamına gelen asgari ücretin altında maaş alan milyonlarca emekli söz konusudur. Devletimiz yıllarını topluma ve devlete hizmetle geçiren emeklileri perişan edemez, kendi yasasına, hukukuna sırtını dönemez.
En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır.
9-) KAMUCU – HALKÇI EKONOMİ
Asgari ücretlinin ve emeklinin, işsizin ve kaçak işçinin, esnafın ve sanayicinin, dolayısıyla bütünüyle ekonominin gerçekte düzelmesi, kamucu ve halkçı ekonomik modele dönmekle mümkün olabilir.
Savaştan çıkan perişan toplumu ayağa kaldıran bu model, hem milletimiz, hem de ülkemiz için ilaçtır