Bizde “Alışmış kudurmuştan beterdir” diye bir söz vardır. Bu söz eski ABD Ulusal
Güvenlik Danışmanı John Bolton için söylenmiş olmalı. Bir türlü ağızlarının salyasını oraya,
buraya bulaştırmaya çalışmaktan vazgeçmediler.John Bolton, haddini bileceksin! Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları, elinize aldığınız
cetvellerle çizilmedi. Bu süreci sizler çok iyi bilirsiniz. Hiç batmayacağını sandığınız
güneşin Çanakkale Boğazı’nın serin sularına nasıl gömüldüğünü unutmuş olamazsınız.
Anadolu’nun her karışının binlerce şehit kanı ile sulanarak kurtarıldığı ve bu ülkenin nasıl
kurulduğunu sizler bilmiyorsanız büyükleriniz size anlatsın.
Türkiye Cumhuriyeti, yüz yıllara dayanan ve imparatorluklar yaşamış bir devlet
geleneğine sahiptir. Kendi kararını verebilecek olgunluğa sahip bir milleti vardır. Seçimler
bizim iç meselemizdir. Ne yapacağımıza bu millet karar verir. Dışarıdan gelen ulumalara da
itibar etmez. Senin ve senin gibi sahibinin seslerinin, Türk Milleti nezdinde densizlik ve
haddini bilmezlikten öte bir anlam taşımadığını yine öğreneceksiniz.
“Seçimlerde NATO koz olarak kullanılmalı, müdahale etmeli”ymiş. Günaydın
Bolton. NATO’nun, katılımından bu yana Türkiye’de ne tür kışkırtmalar yaptığını, faşist
darbeler tezgahladığını, Türkiye’nin göz bebeği aydın ve yurtseverleri nasıl katlettiğini,
Kahramanmaraş’ta, Malatya’da, Çorum’da, Başbağlar’da yüzlerce insanımızın kanını nasıl
döktürdüğünü, Madımak’ta yaktığı canlarımızı tüm dünya biliyor. Bu ülke NATO tarafından
tezgâhlanan FETÖ’cü darbe girişimini daha dün yaşadı. Yaşadığı bu acı olaylar hafızalarında
kara bir leke olarak duruyor ve NATO’nun ne olduğunu iyi biliyor.
Doğru söylüyorsun! Türkiye NATO’dan çıkmalı. Çıkacak da… Ama bir sömürge
ülkesi olmak için değil. Tam bağımsız ve demokratik bir ülke olmak için. Bir daha
aydınlarının, yurtseverlerinin katledilmemesi için, daha fazla kardeş kanının dökülmemesi
için, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden tarikatlar arasında paylaşılıp, ”Şeyhler, dervişler,
müritler ve mensuplar“ memleketi olmamak için Türkiye, NATO’dan çıkacak. Bundan
şüpheniz olmasın Bolton.
Bu sözleriniz tehdit olduğu kadar uyarıcıdır da. Bunlar sinsidir. Millet arasında çatlak
oluşturur ve o çatlaklarda yaşarlar. Buralarda söküp atmanın yolu millet arasında ayrıştırma
yaratmak değil, iç cephenin birliğini pekiştirmekten geçer.
Bolton gibiler, bu ülkenin Cumhurbaşkanına söz söyleme ve yapılacak olan seçimlere
müdahale etme cesaretini nereden almaktadırlar? Bugün iktidarda bulunanlar, hala ABD ve
AB’den kurtuluş bekleyenler bulundukları yeri iyi değerlendirsinler. Bunlara verilecek en
güzel cevap; iktidarı ile muhalefeti ile “tekmil millet” olarak ABD defol demektir.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi olarak, Bolton’un bu açıklamalarını şiddetle kınıyor ve diyoruz
ki: Türkiye sömürge ülkesi değildir, kendi kararını verecek olgunluktadır. Emperyalist
sözcülerinin telkinlerine ihtiyacı yoktur. Dün olduğu gibi bugün de ayağa kalkar, ATATÜRK
DEVRİMLERİNİ tamamlamak için yeniden bağımsızlığını kazanır.
Türkiye NATO’dan derhal çıkmalı ve yabancı üslere el koymalıdır. Suriye başta olmak
üzere komşu ülkelerle dostluk ve işbirliğini geliştirmeli, yerinin NATO’cuların değil, Asyacı
güçlerin yanı olduğunu kabullenmelidir. Zira denge politikası ile kazanılmış bir zafer yoktur.