Akp tarafından hazırlanan ve Meclis’ten geçirilen Basın Kanunu’nda değişiklikler içeren yasa Akp’li Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.
“Dezenformasyonla mücadele düzenlemesi” diye kamuoyuna pazarlanan yasa metnini incelediğimizde, gerçek amacın bu olmadığı esas amacın basını ve kamuoyunu kontrol edecek mekanizmaların zeminini hazırlamak olduğu rahatça anlaşılıyor.
Keza yasa metninin esasını oluşturan “Yasaya göre, sosyal medyada halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak.” Madde ile gerçek amacın sansür yoluyla basını ve kamuoyunu baskı altına almak olduğu açık.
Keza bahse konu fiiller mevcut yasalarla zaten hukuki müeyyideye bağlanmış durumdadır. Hal böyle iken ve gerek TCK gerek ise diğer mevzuatta korunmakta olan hususlarda ayrıca böyle bir düzenleme yapılması siyasi iktidarın yükselmekte olan toplumsal muhalefetten ne derece korktuğunu göstermektedir.
Abdülhamit hayranlığı Akp’yi teslim almış, gerçeklerden koparmış ve hayal dünyasına sürüklemiştir. Şimdi içine daldıkları bu hayalleri topluma pazarlama hevesindeler. Dış politikada Abdülhamitçilik oynayan Akp içeride de “istibdat yasaları” ile bu oyuna devam ediyor.
Ancak bu halk ve bu topraklar dün Abdülhamit’e eyvallah demedikleri gibi bu gün de Akp istibdadına eyvallah demeyecektir. Bu yasa ile sınırlandırılmak istenen özgürlüklerin ışığı ve halkın direnci bu kör karanlığı yarıp çıkacak, bu ablukayı dağıtacaktır.
Kahrolsun İstibdat, Yaşasın HÜRRİYET!
