Ülkede Cumhuriyet Devrimine karşı yoğun saldırı var. Kimse kendini ve halkı kandırmasın. Başını örtüyor diye kimse bu ülkede dışlanmadı, ötekileştirilmedi. Temel mesele türbanı siyasi simge haline getirenlerin laiklik ve cumhuriyet devrimleriyle hesaplaşmaya kalkışmasıdır.
Türban, bu topraklara ve kültüre yabancıdır. Bilinçli bir dayatmadır ve Ortaçağ gericiliğinin bayrağıdır. Cumhuriyet aydınlanmasına açılmış savaşın sembolüdür.
AKP iktidarı, karakteri ve varlık sebebi gereği olarak bugüne kadar bu alanı kullandı. Siyasi iktidarını sağlamlaştırmak, gericiliği tüm topluma ve kamu kurumlarına yaymak için türbanı bir mevzi olarak gördü ve bunun gereği olarak suiistimal etti.
AKP iktidarı ve siyasi geleneği bu durumu bir plan dahilinde topluma dayatırken bu sürece son katkıyı sunmaya Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu ve Cumhuriyet Devriminin ve aydınlanmasının öncüsü olması gereken CHP aday olmuş durumda.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dün yaptığı talihsiz açıklama ile AKP tarafından yok edilmek istenen Laik Cumhuriyet’in tabutuna son çiviyi çakmaya aday olmuştur.
Bu ülke son 70 yıldır sağcı partilerce yönetilmiş olup kimse dindarların baskı gördüğünü iddia edemez. İddia edenler de büyük bir yalanın ve Cumhuriyet’e kurulan kumpasın parçasıdırlar.
Helalleşme adı altında tarikatlarla, gericilikle, Cumhuriyet düşmanları ile bir araya gelmek ve onları meşrulaştırmak bu ülkeye ve halka yapılacak en büyük kötülüktür.
CHP kendi özünden uzaklaşarak, AKP’yi taklit ederek bir yere varamaz. Aslı dururken taklidine rağbet olmaz. Bu durum olsa olsa AKP iktidarının değirmenine su taşımaktır. Bu durum AKP iktidarını yıkmaz, sağlamlaştırır.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi
Başkanlık Kurulu Üyesi
Av. Önder Kırmızıtaş