Bugün, Türk Ordusu’nun Kıbrıslı soydaşlarımızla birlikte gerçekleştirdikleri Barış Harekâtı’nın 48. Yıldönümü; kutlu olsun!
Ama bu vesileyle Ege’de ve Doğu Akdeniz’de hem Türkiye’ye, hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik olarak büyüyen tehditleri görmek ve önümüzde bizi bekleyen görevleri hatırlamakta yarar vardır.
Daha iki gün önce Yunanistan Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı yanlarına ABD Büyükelçisini de alarak Girit’e gittiler ve buradaki askeri üste hep birlikte Türkiye’yi hedef alan açıklamalar yaptılar. Türkiye’yi ve KKTC’yi hedef alanlar kendilerini gizlemiyorlar.
ABD’nin, burnumuzun dibindeki Dedeağaç’ta yaptığı büyük askeri yığınak, Yunanistan’daki mevcut askeri üslerine beş yeni üs eklemesinin kimi hedef aldığı açıktır.
Son olarak ABD Temsilciler Meclisi’nde, Türkiye’ye F-16 satışını; Yunanistan’a karşı kullanmama ve Yunan kara sularının ve hava sahasının 10 mil olarak Türkiye tarafından kabul edilme şartına bağlanması, bu emperyalistin niyetini açıkça ortaya koyuyor.
Bugüne kadar Batılı emperyalist ülkelerle işbirliği yapmada ısrar eden iktidarlar, KKTC’nin uluslararası alanda tanınmasını da engellediler.
Son yılların gelişmeleri açıkça gösterdi ki, Türkiye’nin de, KKTC’nin de güvenliği ve geleceği, Batı Asya ülkeleri başta olmak üzere ait olduğu Asya uygarlığı içinde kararlı olarak yer almasına bağlıdır.
Türkiye’nin NATO’dan çıkması, sadece Türkiye’nin değil KKTC’nin de geleceği açısından hayati önemdedir.
- yılın Türkiye’ye temel mesajı “NATO’ya Hayır!”dır..
Nato ya hayir kibrista ezilen iki ulus var Türkler ve rumlar iki devlet tek bir kaderleri var birlikte kardeşçe yaşamalilar